CEVAP
Birinci cümle doğru, ikincisi yanlıştır. Allahü teâlâ sevdiklerine sevgisi nispetinde ağır bela gönderir. O mümin de, bu belayı büyük nimet olarak görür. Neticede o da sevinir, rahat eder.
Üç hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: Bana kavuşmayı arzulasınlar diye, ben dünyanın dostlarım için acı, bulanık, dar ve sıkıntılı olmasını istedim. Dünyayı dostlarım için bir zindan, düşmanlarım için de bir Cennet olarak yarattım.) [Beyhekî]
(Dünyanın tatlılığı, âhirette acılığa, dünyanın acılığı ise âhirette tatlılığa; yani rahatlıklar sıkıntıya, sıkıntılar rahatlığa sebep olur.) [İ. Ahmed]
(En şiddetli bela, enbiya, evliya ve benzerlerine gelir. Kişi imanının sağlamlığı oranında belaya maruz kalır. İmanı sağlamsa, belası şiddetli, imanı zayıfsa hafif olur.) [Tirmizî]
Derde çok mâruz kalır, enbiya ve evliya,
Şiddetli yağmur gibi, onlara yağar belâ.
Çok sıkıntı ve belâya maruz kalan Müslümanı, çok günahkâr değil, belki de iyi bir zat olabilir diye düşünmelidir.
Allahü teâlâ sevdiklerine sevgisi nispetinde ağır bela gönderir. O mümin de, bu belayı büyük nimet olarak görür. Neticede o da sevinir, rahat eder.
Son sözün önemi
Sual: (Son sözü La ilahe illallah olan Cennete girer) hadis-i şerifinden murat nedir? Bir mümin, Allah diyemeden âniden ölse, Cehenneme mi gider?
CEVAP
Son sözün kelime-i tevhid olması şart değildir. İmanlı ölen herkes er geç Cennete girecektir. (Son sözü La ilahe illallah olan Cennete girer) hadis-i şerifinden murat; Cehenneme uğramadan Cennete gireceğinin müjdesidir. Yoksa her Müslüman, velev ki fâsık olsun, günahlarının cezasını çektikten sonra da Cennete girecektir. (İbni Âbidin)
Âniden, bunu söyleyemeden ölen salih mümin de Cehenneme uğramaz, ama son sözü kelime-i tevhid olmak ayrı bir müjdedir.