CEVAP
Elbette faydası olur. İmam-ı Rabbânî hazretleri, (“Senin kabrinin toprağından bir mezara bir avuç toprak atsalar, o kimse mağfirete kavuşur” diye bana ilham olundu) diye bildiriyor. (Hak Sözün Vesikaları)
Dine aykırı ilham dinde senet olmaz, ama bu, vahdet-i vücut evliyasının sekr hâlinde söyledikleri, dine aykırı bir ilham değildir. İmam-ı Rabbânî hazretleri, sadece evliyadan zat değil, İmam-ı a'zam, İmam-ı Şâfiî gibi müctehid bir âlimdir. Onun sözü, sekr hâlinde söylenen zatların sözüyle kıyaslanamaz ve asla reddedilemez. O âlimdir, amel edilmeyecek bir şey olsa, zaten söylemez. İlhamın dinde delil olmadığını bizzat kendisi de bildirmiştir. Delil olmayan şeyi laf olsun diye bildirir mi hiç?
Kaderi değiştirmek
Sual: Bulgaristan’dan gelen göçmen bir hocanın talebesi, (Hocamız insanların kaderini değiştirir. Onları kaderlerine terk ettirmez. Hocamız, bir gün murakabeye dalar, sevdiği bir talebesinin geleceğinin karanlık olduğunu, Cehenneme gideceğini görür. Sonra tekrar murakabeye dalar. “Senin yolun aydınlıktır, cennetliksin” der. Görüldüğü gibi büyük üstadımız, iki dakikada insanların kaderini değiştirebiliyor) dedi. Peygamber efendimiz, amcalarının kaderini niye değiştiremedi? Bunların üstatları Resulullah’tan da mı büyüktür? Yahut Allahü teâlâ, Resulullah’a vermediği bir yetkiyi göçmen hocaya mı vermiştir?
CEVAP
(Şeyh uçmaz, mürit uçurur) diye bir söz vardır. O göçmen hoca hakkında çok hurafeler, masallar dinledik. (Kaderlerine terk ettirmez) ifadesi, siyasetçilerin sözüne benziyor. Siyasetçilerin yaptığı değişiklikler, icraatlar da, kaderin gereğidir. Amentü hadisinde, (ve bil Kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâlâ = Hayır, şer ve kader Allahü teâlâdandır) buyuruluyor. Kaderi göçmen hocanın elinde sanmak yanlıştır.
Bazı mezhepsizler de, (Şerri şeytan işletir) diyor. O da yanlıştır. Hepsi Allahü teâlâdandır. Böyle bilmeyen Ehl-i sünnet olamaz. Bir âyet-i kerime meali:
(Kendilerine bir iyilik dokununca, “Bu Allah’tan” derler, başlarına bir kötülük gelince de “Bu senin yüzünden” derler. “Küllün min indillah” [Hepsi Allah’tandır] de!) [Nisa 78]
Demek ki her şey Allahü teâlâdan geliyor. Hayrı da, şerri de gönderen Odur. Şerri durup dururken göndermiyor. Günah işliyoruz, o cezayı hak ediyoruz, Allahü teâlâ da günahlarımız sebebiyle gönderiyor. Gönderen yine Odur. Bir âyet-i kerime meali:
(Sana gelen her iyilik, Allah’tan [bir ihsan olarak] gelmekte, her kötülük de [günahlarının karşılığı olarak] kendinden gelmektedir.) [Nisa 79]
Hayrı, şerri ve her şeyi yaratan ancak Allahü teâlâdır, başka yaratıcı yoktur. Bir âyet-i kerime meali:
(Her şeyi yaratan Allah’tır.) [Zümer 62]
Olayların meydana gelmesinde, yani yaratılmasında Allah'tan başka yaratıcı aranmaz. (Şeytan yarattı) yahut (Göçmen hoca kaderi değiştirdi) denmez.
Kaza-ı muallakı Allahü teâlânın dua ile değiştirmesi farklı şeydir. Bunu ötekilerle karıştırmamalıdır.