CEVAP
Dönek, genelde
sözüne güvenilmeyen kimse demektir. Kâfirken Müslüman olana, mühtedi denir, dönek denmez. Mühtedi, İslam dinini kabul etmiş, hidayete ermiş, doğru yolu seçmiş, hak dine girmiş demektir. Müslümanken kâfir olana, mürted denir. Buna dönek demenin mahzuru olmaz. Kötüye dönene dönek denir, iyiye dönene dönek denmez. Eski kötülüklerine geri dönene, mürteci denir.
Mürteci, İslâm’dan önceki cahiliyete, vahşete ve ahlâksızlığa dönen kimseye denir. Mürteciye şimdi gerici deniyor. Eskiden mürteci yani gerici, İslamiyet’i bırakan, Batı’nın ahlaksızlığını alan kimseye denirdi. (Yavuz hırsız ev sahibini bastırır) misali, bu ahlaksızlar, kendileri gerici, mürteci iken, Müslümanlara mürteci, gerici demeye başladılar. Müslüman diye hakaret edemeyip, mürteci, gerici diyorlar. Ne yapsın, Müslümanlar da, (Eğer Müslümanlık gericilikse ben gericiyim) demek zorunda kalıyor. Kimse yokken, namaz kılmayan, oruç tutmayan, ama insanların yanında oruç tutuyor, namaz kılıyor görünenler var. Bunlara dönek denmez, riyakâr veya sahtekâr denir.
Feminist meal
Sual: Amerika’daki bir üniversitede, Kur’anın feminist meali hazırlanmış. Feminist meal olur mu?
CEVAP
Herkesin düşüncesine göre meal olmaz. Yani mealin, feministi, hümanisti olmaz. Yarın bir başkası da çıkıp (Sosyalist bir meal yaptım) diyebilir. Nitekim âyet-i kerimeleri sosyalizme göre açıklayan sosyalist zihniyetli mezhepsizler çıkmıştır. Feminist olmasa bile piyasadaki birbirini tutmayan mealleri okumak caiz olmaz, çünkü müfessirlerimizin bildirdiklerine aykırı meallere ve tefsirlere asla itibar edilmez.
Düğünde davul çalmak
Sual: Düğünde davul çalmak caiz midir?
CEVAP
Davul çalarak düğünü tanıdıklara duyurmak sünnettir. Ayrıca savaşta, hac yolunda, askerlikte, oruca kaldırmak için sahurda davul çalmak caizdir. (S. Ebediyye)
Başı mesh etmek
Sual: Kur’anda, abdestin farzları arasında, (Başı mesh etmek) ifadesi geçiyor. Peygamberimiz, tatbikatıyla başın ne kadarının mesh edileceğini bildirmemiş mi de, mezheplerde farklılık gösteriyor?
CEVAP
Evet, Peygamber efendimiz "sallallahü aleyhi ve sellem", nasıl abdest alındığını tatbiki olarak göstermiştir. Başın tamamını mesh etmiştir. Ancak Peygamber efendimizin her yaptığı sünnet olmuyor, farz olanları da yapıyor. Resulullah "sallallahü aleyhi ve sellem" başın tamamını sünnet olarak mı, yoksa farz olarak mı mesh etti? Bu durum açıkça bilinemediği için müctehidler, farklı ictihad ettiler.
(Abdestte başınızı mesh edin!) âyet-i kerimesi için, İmam-ı Mâlik ile İmam-ı Ahmed bin Hanbel, (Baş denince başın tamamı anlaşılır ve başın tamamını mesh etmek farzdır) şeklinde ictihad ettiler. İmam-ı a’zam hazretleri ise, (Bir şeyin dörtte biri tamamı yerine geçer. Başın dörtte birini mesh eden tamamını mesh etmiş olur) buyurdu. İmam-ı Şâfiî ise, (Mesh demek yıkamak demek değildir, ıslak eli sürmektir. Başa bir parmakla sürülse de mesh edilmiş olur) diye ictihad etti.
İmam-ı Mâlik ile İmam-ı Ahmed, (Resulullah başın tamamını farz olarak mesh etmiştir) hükmüne varırken, İmam-ı a'zam ve İmam-ı Şâfiî, (Resulullah başın tamamını sünnet olarak mesh etmiştir) hükmüne vardılar. Diğer iki hak mezhepte farz olduğu için, başın tamamını mesh etmeyi hiç terk etmemelidir.
Had cezası
Sual: Dinen had cezası gerektiren bir günahı işleyenin ne yapması gerekir?
CEVAP
Had cezası gerektirecek kadar büyük bir günah işleyenin tevbe etmesi ve yapılan günahı gizlemesi, kimseye söylememesi gerekir. Ne kadar büyük günah olursa olsun, tevbe edilince affolur. Başka bir şey yapmak, mesela kendine had cezası yaptırmak gerekmez. İki hadis-i şerif şöyledir:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi temiz olur.) [İbni Mace]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter ki iman ile gel!) [Tirmizî]
İki âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey müminler, Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Nur 31]
(Ey günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Zira Allah, bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer 53]
Yağmur gibi belâ
Dertlere mâruz kalır, enbiya ve evliya,
Nisan yağmuru gibi, onlara yağar belâ.
Allah'ın zatını düşünmek
Sual: (Acaba Allah nasıl bir şey, varlığının ezelî olması ne demek?) gibi sorulara cevap bulamıyorum. Ne yapmalıyım?
CEVAP
Böyle şeyler hatıra gelince, bu düşünceleri hemen bırakmalı. Bir hadis-i şerif şöyledir:
(Allah'ın yarattıklarını tefekkür edin, fakat zatını düşünmeyin! Çünkü anlamaya güç yetiremezsiniz. Yoksa [bir şeye benzeterek] helâk olursunuz.) [Ebu-ş-Şeyh, İbni Ebi-d-Dünya]
Niye (Helâk olursunuz) deniyor? Çünkü Allah'ı bir yaratık gibi düşünmek küfürdür. Selefî denilen kimseler, hâşâ (Allah, Arş’a oturdu) derler. Müteşabih âyetlerden kendi anladıklarına uymaya çalışırlar. Hiçbir şeye benzemeyen Allahü teâlâ için, (Arşa oturdu) demek, Onu insan veya başka bir yaratık gibi düşünmek olur, küfür olur. Onun için Allah'ın zatını düşünmemelidir. (Hiçbir şeye benzemeden oturur, kalkar, yürür) gibi düşünceler, yine mahluklara benzetildiği için küfür olur.
(Allah nasıl ezelîdir?) diye düşünmemeli. Çünkü böyle düşünmek, hâşâ (Allah nasıl meydana geldi? Onu kim yarattı?) gibi yanlış, küfür olan düşüncelere sürükler.
Bir hadis-i şerif de şöyledir:
(Şeytan, insana, (Şunu kim yarattı, bunu kim yarattı, yeri kim yarattı, göğü kim yarattı?) diye vesvese verir. Kişi (Hepsini Allah yarattı) diye cevap verince, bu defa ise, (Allah'ı kim yarattı?) diye vesvese verir. O zaman, (Ben Allah’a ve Resulü’ne iman ettim) diyerek Allah’a sığınsın!) [Taberanî]
Demek ki böyle düşünceler gelince, bırakmaya çalışmalı, (Yâ Rabbî, beni böyle düşüncelerden koru!) diye dua etmelidir.
Sebebe yapış
Hakk’a bırak işini, sebebe yapış yeter!
Peki diyen herkese, bu söz olmalı rehber!