Sual: (Mevki ve makam sahibi olmak, terfi etmek, ticarette kârını artırmak, etkili ve yetkili yerlere gelmek maksadıyla, namaz kıldığını kimseye göstermemek için su varken de abdest almayıp elini duvara sürerek teyemmüm edilir. Namaz için duvarda üç nokta tespit edilir. Ayakta veya otururken, kıyam için noktanın birine, rükû ve secde için diğerlerine bakmak yeter. Böylece hiç hareket etmeden namaz kılınır. Bu menfaatleri gerçekleştirmek için, Avrupa örnek alınır, kadın tesettüre riayet etmez. Toplantılarda herkesin içtiği içki içilir. Mensup olduğu grubu gizlemek için grubun liderine sövülebilir) deniyor. Dinden böyle taviz vermek caiz midir?
CEVAP
Bu tavize, açıkça dinde reform denir. Böyle bir reform da dinsizliktir. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram, savaş esnasında bile öyle abdest almadıkları gibi, o şekilde namaz da kılmamışlardır. Hastalıkta bile öyle namaz kılınmaz. Dinimizde farzla haram çakışınca, haram işlememek için farz tehir edilir. Zaruretsiz içki içmek ve kadınların açık gezmesi haramdır. Bir makama geçmek farz olsa bile, o makama geçmek için haram işlenmez. Çünkü farzlar ve haramlar teferruat değil, dinin temelidir. Haram işlemeyi böyle hafife almak büyük felakettir. Böyle bir hareket, dinimizi sulandırarak içten yıkmaya, farklı bir din oluşturmaya ve Müslümanları Hristiyan yapmaya çalışmak demektir.
Namaz kılarken güneş doğsa
Sual: Sabah namazının farzını kılarken, Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra Güneş doğsa, namaz bozuluyor. Bu namazı bozulmaktan kurtarmanın yolu yok mu?
CEVAP
İmam-ı a'zam hazretlerine göre, Güneş doğunca namaz bozulmuş olur. Çünkü namazdan kendi isteğiyle çıkmamıştır. Böyle durumlarda Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra, Güneş doğmadan önce, hemen selam verilirse, namaz, Hanefî mezhebindeki bütün müctehidlere göre sahih olur. Eğer Güneş doğduktan sonra selam verilmişse, İmameyn'e göre yine namaz sahih olur. Böyle durumlarda İmameyn'in [İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Yusuf'un] kavli esas alınırsa namaz bozulmaktan kurtulmuş olur. Yani namazı bozulmaktan kurtarmak için İmameyn'in kavline uymak gerekir.
Yemin kefareti
Sual: Bir abla, (Evi ben süpüreyim) dedi. Ben de, (Vallahi sana süpürtmem) dedim. Ben namaza durunca evi süpürmüş. Yemin kefareti vermem gerekir mi?
CEVAP
Hayır, kefaret gerekmez, çünkü siz süpürtmediniz, mâni olma imkânınız da yoktu.
CEVAP
Bu tavize, açıkça dinde reform denir. Böyle bir reform da dinsizliktir. Peygamber efendimiz ve Eshab-ı kiram, savaş esnasında bile öyle abdest almadıkları gibi, o şekilde namaz da kılmamışlardır. Hastalıkta bile öyle namaz kılınmaz. Dinimizde farzla haram çakışınca, haram işlememek için farz tehir edilir. Zaruretsiz içki içmek ve kadınların açık gezmesi haramdır. Bir makama geçmek farz olsa bile, o makama geçmek için haram işlenmez. Çünkü farzlar ve haramlar teferruat değil, dinin temelidir. Haram işlemeyi böyle hafife almak büyük felakettir. Böyle bir hareket, dinimizi sulandırarak içten yıkmaya, farklı bir din oluşturmaya ve Müslümanları Hristiyan yapmaya çalışmak demektir.
Namaz kılarken güneş doğsa
Sual: Sabah namazının farzını kılarken, Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra Güneş doğsa, namaz bozuluyor. Bu namazı bozulmaktan kurtarmanın yolu yok mu?
CEVAP
İmam-ı a'zam hazretlerine göre, Güneş doğunca namaz bozulmuş olur. Çünkü namazdan kendi isteğiyle çıkmamıştır. Böyle durumlarda Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra, Güneş doğmadan önce, hemen selam verilirse, namaz, Hanefî mezhebindeki bütün müctehidlere göre sahih olur. Eğer Güneş doğduktan sonra selam verilmişse, İmameyn'e göre yine namaz sahih olur. Böyle durumlarda İmameyn'in [İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Yusuf'un] kavli esas alınırsa namaz bozulmaktan kurtulmuş olur. Yani namazı bozulmaktan kurtarmak için İmameyn'in kavline uymak gerekir.
Yemin kefareti
Sual: Bir abla, (Evi ben süpüreyim) dedi. Ben de, (Vallahi sana süpürtmem) dedim. Ben namaza durunca evi süpürmüş. Yemin kefareti vermem gerekir mi?
CEVAP
Hayır, kefaret gerekmez, çünkü siz süpürtmediniz, mâni olma imkânınız da yoktu.