CEVAP
Günah olmayan ve şartlarına uygun yapılan her dua kabul olur. Çünkü bir hadis-i şerif şöyledir:
(Rabbiniz, hayâ ve kerem sahibidir. Dua eden kullarının ellerini boş çevirmekten hayâ eder.) [Ebu Davud]
Yani boş çevirmesi keremine yakışmaz. Allahü teâlâ, (Dua edenin duasını kabul ederim) buyuruyor. Bu bakımdan, (Dualarım kabul olmuyor) demek yanlıştır. Mesela o kimse, bir araba ister de, Allahü teâlâ ona bir ev ihsan edebilir. O, arabayı alamadığı için duası kabul olmadı zanneder. Duası sayesinde başına gelecek büyük bir bela önlenmiş olabilir. Yahut günahları affedilir veya âhirette çok büyük ihsanlara kavuşur. Üç hadis-i şerif:
(Meşru olarak dua eden mümin, şunlardan birine muhakkak kavuşur:
1- Duası kabul olur. [İstediği verilir.]
2- Makbul bir ibadet sevabı alır.
3- Âhirette büyük nimetlere kavuşur.
4- Günahları affedilir veya iyilikleri artar.
5- Başına gelecek belalardan kurtulur.
O hâlde dua etmeye devam edin! Allah'ın ihsanı boldur. Dünyada duası kabul olup isteklerine kavuşanlar, duasının karşılığı dünyada değil de, âhirette verilenleri görünce, "Keşke, bize de dualarımızın karşılığı dünyada verilmeseydi de, biz de bunlar gibi büyük nimetlere kavuşsaydık" diyeceklerdir.) [Deylemî, Hâkim]
(Müminin hiçbir duası reddedilmez. Ya istediği verilir, ya günahı affolur veya âhirette karşılığını daha çok görür.) [Deylemî]
(Allahü teâlâ, dua eden kuluna buyurur ki: Her istediğini verip seni memnun edeceğim. İzzetime yemin ederim ki, ne dua edersen kabul edeceğim, ne istersen vereceğim; ancak bu isteklerini dünyada vermezsem, âhirette veririm. Âhirette verirsem daha üstününü verir, daha büyük belalardan korurum.) [Dürr-ül mensûr]
İbrahim Ethem hazretleri buyuruyor ki:
(Dualarım kabul olmuyor) diyen kimse, Allahü teâlânın sultanlar sultanı olduğunu bilir, ama itaat etmez. Peygamberini tanır, ona uymaz. Kur'an-ı kerimi okur, gösterdiği yolda gitmez. Kavuştuğu sayısız nimetlerden faydalanır, ama şükretmez. Cennetin, ibadet edenler için olduğunu bilir, Cennete götürecek ibadetleri yapmaz. Cehennemi, âsiler için yarattığını bilir, günahlardan sakınmaz. Dedelerinin her şeyi bırakıp gittiğini görür, ölümden ibret almaz, hiç ölmeyecek gibi dünyaya sarılır. Kendi ayıplarına bakmaz, başkalarının ayıplarını araştırır. Böyle kimse üzerine taş yağmadığına, yere batmadığına şükretsin! Dualarının neticesi, yalnız bunlar olsa, yetmez mi?
Görüldüğü gibi duası karşılıksız kalmamıştır.
Günah olmayan ve şartlarına uygun yapılan her dua kabul olur. Çünkü bir hadis-i şerif şöyledir:(Rabbiniz, hayâ ve kerem sahibidir. Dua eden kullarının ellerini boş çevirmekten hayâ eder.) [Ebu Davud]
Başka bir husus da, Allahü teâlâya dua etmemek, sanki Ona tenezzül etmemek gibi olur. Bir âyet-i kerime meali:
(Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, kabul edeyim. Kibirlenip bana ibadet etmek istemeyenleri, zelil ve hakir yapar, Cehenneme atarım.) [Mümin 60]
Bir hadis-i şerif de şöyledir:
(Dua etmeyene, bir şey istemeyene Allahü teâlâ, gazab eder.) [Tirmizî, İbni Mâce]
Hem Allahü teâlâyı gazaplandırmamak, hem de maksadımıza kavuşmak için çok dua etmeliyiz.