CEVAP
Elbette senettir. Onlar âlimin ne demek olduğunu bilmiyorlar. Herkese âlim denmez. Hakiki âlim, Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri açıklayacak kadar derin ilim sahibi, dinde söz sahibi olduğu bildirilen, yetkili ve yüksek insandır. Çok ilmi olduğu hâlde, hakkı bâtıldan ayıramayan, hakiki âlim değildir. 72 sapık fırkanın önderleri de âlimdi, hakkı bâtıldan ayıramadıkları için dalalete düşmüşlerdir. Şu hâlde âlim, çok bilen değil, hakkı bâtıldan ayıran zattır. Böyle âlimler, peygamberlerin vârisleri, vekilleridir. İctihadlarında yanılsalar bile, yine sevab alırlar. Bunlara uyan kurtulur. Dinimiz böyle âlimleri övmektedir. Birkaç âyet-i kerime meali:
(Bilmiyorsanız ehl-i zikre [âlimlere] sorun!) [Nahl 43] (Demek bilmeyen var ki, Allahü teâlâ, bilenlere sormayı emrediyor.)
(Bu örnekleri ancak âlimler anlar.) [Ankebut 43] (Demek herkes anlayamıyor. Âlimler, kıymetli insanlar ki, ancak âlimlerin anladıkları bildiriliyor.)
(Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?) [Zümer 9] (Şu hâlde bilenler [âlimler] kıymetlidir.)
(Allah’tan en çok korkan âlimlerdir.) [Fâtır 28] (Allah’tan en çok korkan benim) hadis-i şerifi, âlimlerin derecesinin ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir.)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.) [Ebu Davud, İbni Mâce, Tirmizî](Âlimlere uyun! Onlar, dünya ve âhiretin ışıklarıdır.) [Deylemî]
(Âlim, Allahü teâlânın güvendiği kimsedir.) [Deylemî]
Âlim, Kur’an-ı kerime, hadis-i şerife aykırı konuşmaz. Bir âyetten, âlimlerin anladığına uymayıp, kendi anladığına uymak, Allahü teâlâyı da, Resulullah'ı da “sallallahü aleyhi ve sellem” yalancı çıkarmak olur. Allahü teâlâ, (Ancak âlimler anlar) buyuruyor.
Resulullah efendimiz, (Âlim, Allahü teâlânın güvendiği kimsedir) buyururken, (Âlim) kelimesi geçince, onun sözüne itiraz mahiyetinde, (Orda dur!) demek, çok tehlikelidir. Âlimden kastımız, bugünkü diplomalı cahiller değildir elbette. İmam-ı a'zam, İmam-ı Gazâlî ve İmam-ı Rabbânî gibi âlimlerdir.