CEVAP
Yaşlı olmasa da, arkadaşı bile olsa, yine böyle akıl verir gibi konuşmak edebe aykırıdır. Torunlarımıza bile böyle söylesek, tepki verirler, (Dede, biz çocuk muyuz?) derler. Hiç kimseyi küçük görmemeli, (O tedbir almayı bilmiyor da, biz hatırlatıyoruz) rolüne girmemeliyiz. (Kendine iyi bak!) yerine, (Allah’a ısmarladık), (Allah’a emanet ol!) veya (Hoşça kal!) demeli yahut selam verip ayrılmalıdır. Yani bunlardan birini yapmalı.
Şifa için istiğfar okumak
Sual: Şifa için istiğfar duası okunursa, mânâsını düşünmek gerekiyor mu?
CEVAP
Muhammed Mâsum hazretleri buyuruyor ki:
İstiğfar okurken mânâsını da düşünmeli. Okuyanı ve yanındakileri, dertlerden, sıkıntılardan, hastalıklardan kurtarır. Çok kimse okudu, faydası hep görüldü. (S. Ebediyye)
Şifa için, istiğfar duası okumak, ölümden başka bütün dertlere, hastalıklara karşı faydalıdır. Ölüm hastasının ağrılarını, sancılarını yok eder, rahat ölmesini sağlar. (İslam Ahlakı)
İstiğfar edileceği zaman, yüz defa (Estagfirullah min külli mâ kerihallah) okumalı ve yüz kere de, (Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilahe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) demeli ve mânâsını düşünerek söylemeli. Birincisinin mânâsı şöyledir:
(Razı olmadığın şeylerden, yaptıklarımı affet ve onları yapmaktan da beni koru!)
İkincisinin mânâsı da şöyledir:
(Kendisinden başka ilah bulunmayan hay, kayyum ve azîm olan Allah’a istiğfar eder ve günahlarıma pişman olup O’na sığınırım.)
[Azîm, zatı ve sıfatları kemalde; Hay, ezelî ve ebedî bir hayatla diri olan; Kayyum, zatıyla kaim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran demektir.]
Hastaya şifa için, yetmiş istiğfar okumalı, tamam olunca, başına üfürmeli ve kısa bir dua etmeli. Duaların ve istiğfarın kabul olması için, namazları kılmalı, haramlardan sakınmalı ve abdestli okumalıdır. İstiğfarı ve duaları abdestli okumak müstehabdır. (S. Ebediyye)
Tertip sahibi olmak ne demektir?
Sual: Namazda tertip ne demektir?
CEVAP
Namazları sırasıyla kılmak demektir.
Bir günlük beş vakit farz namazla vitri kılarken ve bunları kaza ederken tertibe riayet etmek, yani sıralarını gözetmek farzdır.
Sabah namazına uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir namazı kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan sonraki beş vakit namazı kılmak caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan kimse, sonraki namazı cemaatle kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu.
[Mesela öğle namazını kılmayı unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran kimse de, önce öğleyi kaza ettikten sonra ikindiyi kılar.]
Sabah namazına başlamadan veya namaz arasındayken, vitri kılmadığını hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul olmaz. Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu hâlde sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur.
Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar.
Vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namaz kabul olur, çünkü unutmak özürdür.
Kazaya kalan namaz sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namaz sayısı altı olan bir kimse, tertip sahibi olmaz.