Kur’an-ı kerimde mealen, (Beni unutursanız, beni Rab olarak tanımazsanız, verdiğim nimetlere şükretmezseniz, rızkınızı daraltırım) buyuruluyor. Elhamdülillah ki, (Rızkınızı yok ederim) denmiyor. En büyük rızk, imandır. İmansızlık, sel gibi akıyor. Bugünkü insanların hâli, bu yüzden perişandır.
Sağlık da, bir rızktır. Bu rızk azaldığı için, hastaneler dolup taşıyor. Muhakkak her evde hasta var. Evler, eczane deposu gibi ilaçla dolu.
Emniyet de bir rızktır. Bu rızk da azaldığı için, evlerde bile güven içinde oturulamıyor.
Huzur da bir rızktır. Hanım, kocasına itaat etmiyor. Kocası, hanımına Müslümanca davranmıyor. Sâlih evlatlar arasında adaletsizlik yapılıyor. Ana babanın görevlerinden biri, sâlih evlatlarına aynı sevgiyi gösterip, onları birlik ve beraberlik içinde tutmaktır. Hâl böyleyken, anne, (Başıma bir şey gelirse, oğlum bana bakar) diyerek oğluna sarılıyor. Baba da kızına sarılıyor. Böylece içeride bir huzursuzluk başlıyor.
Gıda da bir rızktır. Tabiî gıda kalmadı. Piyasa hep suni ve bozuk gıdalarla dolu. Böyle bozuk gıdalardan da, bozuk, hasta insanlar meydana geliyor. Evde beş kişi varsa, beşi birden çalışıyor, ama hepsi de aç kalıyor. Bu, gıda rızkının daralmasıdır.
Velhasıl, iyilik olarak ne varsa, hepsi azalıyor. Kötülük olarak da ne varsa, hepsi artıyor. Neticede milletler ve insanlar mahvoluyor. Bütün bunlara sebep, İslâm dairesinden dışarıya çıkmaktır.
Allahü teâlâ insanların ibadetine muhtaç değildir. Şayet insan ibadet ederse, kendini kurtarmış olur. Hem dünyada, hem de âhirette huzura kavuşur. Ama ibadet etmezse, hem dünyada, hem de âhirette yanar.
Allahü teâlâ bir hadis-i kudside buyuruyor ki:
(Önce gelenleriniz sonra gelenleriniz, küçüğünüz büyüğünüz, dirileriniz ölüleriniz, insanlarınız cinleriniz, en müttekî, itaatli kulum gibi olsanız, büyüklüğüm artmaz. Aksine hepiniz, bana karşı duran, peygamberlerimi aşağı gören düşmanım gibi olsanız, uluhiyyetimden bir şey eksilmez. Allahü teâlâ, sizden ganîdir, Ona hiçbiriniz lâzım değildir. Siz ise, var olmanız için ve varlıkta kalabilmeniz için ve her şeyinizle, hep Ona muhtaçsınız.)