CEVAP
O hoca, bid’atin ne olduğunu bilmiyor. Bid’at, sonra çıkan şey demekse de, sonradan çıkan şey, ibadette değil de, âdette ise mahzuru olmaz. Telefonla konuşmak, mail yazmak, âdette bid’attir. Dinde mahzuru olmaz. Günah olan bid’at, ibadette yapılandır.
İbadette bid’at, Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” ve dört halife zamanında bulunmayıp da, dinimizde, sonradan meydana çıkarılan, uydurulan inanışlara ve ibadet niyetiyle yapılan işlere, şekillere, sözlere ve âdetlere denir. Alkış, hiçbir dinde ibadet değildir. Peygamber efendimizin zamanında ve daha önce de alkışlama âdeti vardı.
Peygamber efendimiz konuşurken, sözü duyulmasın diye, protesto olarak müşrikler alkış yapıyorlardı. Alkış, böyle protesto aracı olarak kullanıldığı gibi, takdir maksadıyla da kullanılıyordu.
Takdir için bir örnek verelim:
Ebu Cehil, Resulullah'ın öldürülmesini istiyordu. (Bunu öldürmekten başka çare yoktur. Bunu yapana, şu kadar deve, bu kadar da altın veririm) dedi. Ömer bin Hattab, yerinden fırladı. (Bu işi, Hattaboğlu’ndan başkası yapamaz) dedi. Ömer’i coşkuyla alkışladılar. (Haydi, Hattaboğlu, görelim seni!) dediler. (Eshab-ı Kiram kitabı)
Bugünkü mânâda alkış, bir şeyin beğenildiğini anlatmak için el çırpmak demektir. Mecaz olarak da, takdir etmek anlamında kullanılır. Şimdiki alkışlar, daha çok beğenme işaretidir. İyi konuşanları alkışlamak caizdir, mahzuru yoktur. Kötü konuşanları, haramları alkışlamak da onları beğenmek olur, günahtır. Yani günümüzde bile, iyi şeyleri protesto için kullanılırsa elbette kötü olur.
Lut kavmi, ıslık çalmayı, el çırpmayı kötü maksatlarla kullandıkları için helâk olmalarına sebep olmuştur. Bir hadis-i şerif:
(Lut kavmini helâk eden on şey:
1- Livata,
2- Fındık gibi çakıl taşlarını sapanla atmak,
3- Güvercinle oynamak,
4- Def çalmak,
5- İçki içmek,
6- Sakal kesmek,
7- Bıyık uzatmak,
8- Islık çalmak,
9- El çırpmak,
10- İpek gömlek giymek. Bunlara bir tane de ümmetim ilave eder: Kadın kadına münasebette bulunmak.) [İbni Asakir]
Alkışı iyi mânâda kullanmanın dinen hiçbir mahzuru yoktur. Hakkı söyleyenleri susturmak veya iyileri protesto için kullanmak ise elbette doğru değildir. Tâbiri caizse, alkış, bıçak gibidir. İyi işte kullanılırsa faydalıdır, kötü işte kullanılırsa zararlıdır. Üzümden şarap da yapılıyor diye, üzümü kötülemek yanlıştır. Kötü alkış da oluyor diye, iyi alkışa karşı çıkmamalıdır.
Mecelle’deki bir kuralda, (Zamanın değişmesiyle, örf ve âdete ait ahkâm değişebilir) buyuruluyor. Diyelim ki, eskiden alkış sırf kötülemek için, şimdi ise takdir maksadıyla kullanılıyorsa, hüküm değişmiş olur. Mecelle’nin hükmüne uyarak, değişime ayak uydurmalı, iyi yerlerde kullanmalı, kötü yerlerde kullanmamalıdır.