CEVAP
Namaz kılmayan ve içki içen kimse, Allah'tan korkmaz. Günahtan korkmayınca kul hakkına girmekten, yolsuzluk yapmaktan hiç çekinmez. Çekinmesi için bir sebep de yoktur. Eğer çekinse, yani Allah'tan korksa, namaz kılar ve içki içmez. Onun günah işlemesine mani olacak hiçbir sebep yoktur. Ama namaz kılan sâlih Müslüman, Allah'tan korktuğu için namaz kılar, namaz kılmamanın çok büyük günah olduğunu bilir. Allah'tan korktuğu için içki içmez. İçkinin günah olduğunu da bilir. Böyle bir Müslüman kul hakkını ve yolsuzluğun günah olduğunu hiç bilmez mi?
Namaz kılmayıp içki içenler, Allah'tan korkmadıkları için, hiçbir günahtan çekinmezler. Herkesi de kendileri gibi zannederler. Deveyi havuduyla yutarlar, Müslümanlara da çamur atarlar.
Hem dini bilmez, hem ahkâm keserler. Yenmesi caiz olmayan midye örneğini vermesi bunu göstermektedir. Başka bir politikacı da, (Ben her zaman evimden sağ ayakla çıkarım) demişti. Heladan, meyhane gibi yerlerden sağ ayakla çıkılır, Müslümanın evinden çıkarken sol ayakla çıkılır. Ya evi Müslüman evi değil ki sağ ayakla çıkıyor veya sol ayakla çıkılacağını bilmiyor. Her ikisi de kötüdür.
Abdest gusle bağlıdır
Sual: Abdestin farzları arasında gusletmek olmadığına göre, abdestin sahih olması için, abdestin farzlarına uymak yetmez mi? (Abdestin sahih olması, guslün sahih olmasına bağlıdır) demek yanlış değil mi?
CEVAP
Yanlış değildir. Guslü sahih olmayanın, abdesti de, namazı da sahih olmaz. Yani cünüp olan kimse, gusletmeden sadece abdest alsa, o abdestle namaz kılamaz. Gusül, abdest ve namaz birbirine bağlıdır. Cünüplükten gusletmedikçe, abdest ve namaz geçerli olmaz. Guslün sahih olması için de, gusle mâni olan her şeyi ortadan kaldırmalıdır. Mesela sakız, oje gibi şeyler varsa bunların altına su geçmez ve gusül sahih olmaz. Diş dolgusu da bunlardan biridir. Diş dolgusu olanın, mutlaka Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit etmesi gerekir.