CEVAP
Hazret-i Mevlana veya başka bir zat, hâşâ (Kadın mahlûk değil, Hâlık’tır) dememiştir. Çünkü böyle söylemek küfürdür. Yaratmak iki türlüdür:
1- Hiç yoktan var etmek: Mesela yerleri, gökleri; göklerdeki gezegenleri, yıldızları, Ay'ı, Güneş'i, suyu, havayı, dağları, denizleri, madenleri, atomları, elektronları, molekülleri ve hareketlerini yani yoktan var edilen her şeyi Allahü teâlâ yaratmıştır. (Enam 101)
Mucize, keramet, sihir de Allah’ın yaratmasıyla olur. Allahü teâlâ, bir şeyi yaratmak istediği zaman ona (OL) der, hemen o var olur. (Yasin 82)
2- Yarattığı bir şeyden, başka bir şey yaratmak: Ögeleri, oksitleri, asitleri, bazları, tuzları birbirleri ile birleştirerek, parçalayarak milyonlarca organik ve inorganik cisimler meydana getirmek sûretiyle yaratmak. İki âyet meali:
(Her şeyi yaratan Allah’tır.) [Zümer 62]
(Sizi de, yaptığınız işleri de yaratan Allah’tır.) [Saffat 96]
Allahü teâlâ, bilir, işitir, görür, diler, güçlüdür, konuşur. Yani sınırlı da olsa, insan bilir, işitir, görür, diler, gücü vardır, konuşur, fakat yaratma sıfatında ortaklık yoktur. İnsan bir karıncayı hattâ bir hücreyi bile yaratamaz. İki hadis-i şerif:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki: “Benim yarattığım gibi bir şey yapmaya kalkandan daha zalim kimdir? Haydi, bir zerre veya bir arpa yaratsınlar.”) [Buhârî]
(Allah, her sanatkârın ve sanatının yaratıcısıdır.) [Buhârî]
Demek ki, sanatkârın yaptığı şeyleri yaratan da Allah’tır. Bilim adamları, yoktan bir şey meydana getiremezler, sadece Allahü teâlânın yarattığı mevcut şeyleri, yine Allah’ın koyduğu fizik, kimya ve biyoloji kanunları ile bir araya getirerek yeni şeyler bulurlar. Buna da yaratmak, icat etmek denmez, keşfetmek, bulmak denir.
Hazret-i Mevlana, sözlerinin değiştirileceğini kerametiyle anlamış, Mesnevî’yi nazım, yani şiir şeklinde yazarak değiştirilmesine fırsat vermemiştir. Buna rağmen, bu zata böyle asılsız isnatlar, mesela ney çaldığı, döndüğü iftirası yapılıyordu. Şimdi de, kadına Hâlık dediği iftirası yapılıyor. Böyle şeylere aldanmamalıdır.