CEVAP
Kölenin efendisinden kurtulup hürriyete kavuşması için, efendisine kendi değeri kadar para vermesi gerekir. İnsanlar da, Allahü teâlânın kulu, kölesidir. İnsan kulluktan yani Allahü teâlânın kölesi olmaktan elbette kurtulamaz. İnsanın Cehennemden kurtulması, kölenin kölelikten kurtulmasına benzetilmiş, yani burada mecazî olarak, İhlâs sûresini bin kere okuyanın Cehennemden kurtulacağı bildirilmiştir.
Şartsız bildirilen her hüküm gibi, bu da elbette şarta bağlıdır. Bin İhlâs okuyanın Cehennemden kurtulması için, Müslüman olması şarttır. Müslüman olmayan, ne yaparsa yapsın Cehennemden kurtulamaz. Ehl-i sünnet itikadında olmayan da, bozuk itikadının cezasını çekmedikçe Cennete giremez. Kul hakkı ve farz borcu olanlar, bunları ödemedikçe veya herhangi bir sebeple affa uğramadıkça Cehennemden kurtulamaz.
Vaazı uzatmak
Sual: İmamın uzun zamm-ı sûre okuması ve namaz vakti geldiği hâlde, insanlara hizmet için vaazını uzatması, kul hakkına sebep olur mu?
CEVAP
Elbette olur. Kimsenin zamanını çalmaya hakkımız yoktur. Üstelik daha uzun sûre okuyunca daha fazla sevab alınmaz, aksine cemaati rahatsız edecek kadar uzun sûre okuyarak namaz kıldırmak, tahrimen mekruh olur, yani harama yakın günah olur.
Hazret-i Muaz’ın, Bekara ve Nisa sûresini okuyarak Eshab-ı kirama namaz kıldırdığını haber alan Resulullah efendimiz, üç kere (Ya Muaz, sen fettan mısın?) buyurmuştur. Yani (Fitneci misin, fitneye mi sebep olacaksın?) buyurup, kısa sûrelerden okumasını, cemaat arasında, yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler de bulunabileceğini bildiriyor. (Buharî)
Cuma ve bayram namazlarında, namazdan önce vaizlerin, cemaatin namaz kılmadan camiden çıkamayacaklarını fırsat bilip, vaazlarını uzatmaları da, kul hakkına sebep olur. Namazdan sonraki vaazlarda, utancından çıkamayanlar olsa bile, vaazı uzatmak o kadar uygunsuz sayılmaz, çünkü işi olan, sıkışan her şeye rağmen çıkıp gidebilir. Namazlardan önce nasıl olsa namazı kılmadan gidemez, mecburen dinler düşüncesiyle, vaazını uzatarak o kadar insanın vebaline girmek çok yanlıştır.
Alnında yara varsa
Sual: Alnı veya burnu yara olan nasıl secde eder?
CEVAP
Alnında yara olan, yalnız burnuyla, burnunda yara olan ise, yalnız alnıyla secde eder. Hem alnı, hem de burnu yara olup yere secde edemeyen ise, ayakta durabilse de, oturarak îmâ ile kılar. Yani rükû için biraz eğilir. Secde için, rükûdan daha çok eğilir. (S. Ebediyye)
Sevilen güzeldir
Kimin bir güzele gönlü düşmüşse,
Rahatı bozulur, başkası gelse,
(Al, yüz lale) dense, âşık bülbüle,
Hiçbirini değişmez asla bir güle.