CEVAP
Elbette kötüye kötü, çirkine çirkin denir. İyi kötü, çirkin güzel her şeyi yaratan Allah’tır. Hava kötü ise, (Kötü hava şartları) da denir. Kaderimiz kötü ise “kötü” denir. Buradaki incelik şudur:
Bir insanın başına kötü işler gelirse, (Kaderim böyleymiş) veya (Bu alnımın kara yazısıdır, ne kadar kötü kaderim varmış) demesinde mahzur yoktur. Burada niyetin önemi vardır. (Kaderim kötü imiş, yazıklar olsun bu kötü kaderime) demek küfür olmaz, çünkü günahlarımız yüzünden kaderimiz kötü olmuştur. Yani kaderimizin kötü olmasına kendimiz sebep olduk. Kendi arzumuzla yapacağımız iyi veya kötü işler kaderimizdir. Günahlarımızın durumuna göre, bu kötü de olabilir, iyi de olabilir. Ama (Kötü işlerimizi kötü olarak yazmamalıydı) diyerek, amellerimize göre kaderimizi belirleyen Rabbimiz suçlanırsa elbette küfür olur.
Allah’ın işitmesi ve görmesi
Sual: Kitaplarda, (Allahü teâlâ işitir, görür, ama Onun işitmesi, görmesi bizimki gibi vasıtayla, yani göz ve kulakla değildir) diye bildiriliyor. O zaman bunun gibi, (Allah’ın gözü, kulağı vardır; ama bizim gözümüze, kulağımıza benzemez, nasıl olduğu bilinemez) demek caiz olur mu?
CEVAP
Hayır, kesinlikle caiz olmaz. Bunu söyleyen, Mücessime ve Müşebbihe ismindeki sapık fırkalardır. Bunlar, (Allah cisimdir) diyerek Onu mahlûklara benzetiyorlar. Bunun gibi Vehhabiler de, (Allah’ın eli vardır, ama bizimki gibi değildir, nasıl olduğu bilinemez) diyorlar. Hâşâ, (Gözü, kulağı veya eli vardır) demek, yaratılmışlara benzetmek olur. (Gözünün, elinin nasıl olduğu bilinemez, bilinen şeylere benzemez) dense de, mahlûklara benzetilmiş olur, çünkü göz, kulak ve el birer organdır yani maddedir, cisimdir. Allahü teâlâ ise, bunlardan uzaktır. Bir âyet-i kerime meali:
(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez.) [Şura 11]
İmam-ı Rabbânî hazretleri de buyuruyor ki: Allahü teâlâ, madde ve cisim değildir. O, bildiğimiz, düşünebileceğimiz şeyler gibi değildir. Nasıl olduğu anlaşılamaz, düşünülemez. Benzeri olamaz. Şu kadar biliriz ki, Allahü teâlâ vardır, bildirdiği sıfatları da vardır, fakat kendisinde, varlığında ve sıfatlarında akla gelen, hayâlimize gelen her şeyden münezzehtir, uzaktır. İnsanlar Onu anlayamaz. (2/67)
Ev nafakaya dâhildir
Sual: S. Ebediyye’de, (Kira ile ev tutmak varken, ev satın almak zaruret değildir) deniyor. Bu ifade, (Kira ile ev tutmaya gücü yetenin faizli krediyle ev alması caiz değildir) anlamına gelmez mi?
CEVAP
Evet, o anlamdadır, ama burasını S. Ebediyye kitabını hazırlayan merhum Hocamıza sormuştuk. Bu hükmün, gayrimüslim ülkeler için geçerli olmadığını, mesela Avrupa’daki bir Müslümanın, ev nafakaya dâhil olduğu için krediyle ev alabileceğini bildirmişlerdi. Yani kira ile ev tutabilen de, krediyle ev alabilir.