CEVAP
(Kefirin içine alkol konmuyor) demek çok tuhaftır. Çünkü maya koyarak içki imal etmek ayrı şey, sıvı gıdaların zamanla alkolleşmesi ayrı şeydir. Bir hadis-i şerif:
(İhtimar [mayalanarak alkol teşekkül] etmiş her içki haramdır.) [Ebu Davud]
Bu hadis-i şerifi, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklıyor:
Bal, incir, arpa, buğday, mısır, darı, erik, kayısı, elma ve benzerlerinden biri soğuk suda durup ısıtılmasa da, alkol teşekkül ederek bira gibi olur. Kısrak, inek sütleri, mayalanıp, tadı keskin olunca, bira gibi alkollü olur. Kısrak sütünden yapılana (Kımız), inek sütünden yapılana (Kefir) denir. İçilmesi haramdır. (S. Ebediyye)
Üzüm suyu, şarap hâline gelince haram olur. Şarap sirkeye dönüşünce helâl olur. Boza, ekşiyerek zamanla alkol teşekkül eder, bira gibi haram olur. Hurma su içinde ısıtılmadan bırakılınca, köpüklenir ve tadı keskin olursa yani alkolleşirse içilmesi haramdır.
Portakal ve diğer meyvelerdeki alkol oranı kefirdekinden daha çok diyerek kefir içmeyi caiz görenler de vardır. Bu da yanlıştır. Çünkü dinimizde alkolün azlığı çokluğu önemli değildir. Bir damla şarap da haramdır. Ama dinimiz, içinde tabiî olarak alkol bulunan meyve yemeyi veya sirke içmeyi haram kılmamıştır. Fakat alkol teşekkül eden içeceklerin damlasını haram etmiştir. Demek ki, kımızda, birada ve kefirde, bir damla alkol olsa da haramdır. Fakat hamurda, meyvede, yoğurtta, ekmekte 10 damla alkol olsa haram değildir. Çünkü birinde alkol tabiî olarak bulunuyor, ötekinin alkolleşmesine biz sebep oluyoruz.
Hediye istemek sünnet mi?
Sual: İşten çıkan bir işçi, patrona, (Hediye vermek sünnettir, bana 20-30 bin lira hediye verin!) dedi. Hediye istemek sünnet midir?
CEVAP
Sünnet olan hediyeleşmek, yani istemeden alıp vermektir. Hediye istemek ise dilenmek olur, haramdır. Çünkü bir günlük yiyeceği olanın, başkasından bir şey istemesi, yani dilenmesi haramdır.
Kaderi bilmemek
Sual: Bazıları, (Olduğu kadar, olmadığı kader) diyorlar. Yani (Yaptığımızı kendimiz yapıyoruz, yapamadığımız da kaderden) diyorlar. Kaderde olmayan şeyler de var mıdır?
CEVAP
Her şey kaderdir. Kadere inanmak imanın şartıdır. Ancak Mutezile kafalılar kaderi inkâr ediyor. Bir şey olmuşsa da, olmamışsa da kaderden olduğu gibi, olan şeyin, iyisi de, kötüsü de kaderdendir. Kader, Allahü teâlânın ezeli ilmi ile, kulların kendi iradeleri ile yapacakları şeyleri bilmesidir. Bilmek zorla yaptırmak demek değildir. Kendi irademizle uygunsuz işler yapıp, sonra (Alnımın yazısı böyleymiş) diyerek suçu kadere yüklememiz yanlıştır.