Ehl-i sünnet âlimleri bilinmesi gereken her şeyi bildirmişlerdir. Nasibi olan, bu bildirilenlere uymuş ve Resulullah'ın “sallallahü aleyhi ve sellem” vârisleri olan o büyüklerin ahlâkıyla ahlâklanmıştır. Nasibi olmayan ise, gününü gün etmek için uğraşmış, sadece dünyalık peşinde koşmuştur. (Dünya melundur ve dünyada Allah için olmayan her şey de melundur) hadisi şerif-i Allahü teâlânın rızasına uygun olmayan her işin yanlışlığını gösteriyor.
Ebu Hüreyre hazretleri, bir gün çarşıda giderken, herkesi işinde gücünde görünce, (Niye burada duruyorsunuz? Resulullah’ın mescidinde miras dağıtılıyor) der. Herkes alışverişi bırakıp dükkânları kapatırlar. Miras mallarına kavuşacağız diye Mescid-i Nebevi’ye koşarlar. Gelip bakarlar, orada dağıtılan bir miras göremezler. Ebu Hüreyre hazretlerine, (Niye bizi kandırdın?) derler. (Allah korusun, sizi niye kandırayım? Peki camiye gidince ne gördünüz?) diye sorar. (Kimi ilim, kimi Kur’an-ı kerim, kimi de fıkıh öğreniyor) derler. Bunun üzerine Ebu Hüreyre hazretleri, (İşte miras onlardır. Peygamberler miras olarak mal bırakmazlar. Onların bıraktığı ilimdir, âlimlerdir) buyurur.
(Eğer bu dünyaya sivrisineğin kanadı kadar değer verseydim, düşmanım olan kâfire bir yudum su vermezdim) mealindeki hadis-i kudsi, dünyanın ne kadar değersiz olduğunu göstermektedir. Bir insan neye kıymet verirse, değeri de o kadar olur. Allahü teâlânın bir gün olsun rahmetle nazar etmediği bu dünyanın peşinde koşanların değeri de, dünyanın değeri kadardır.
Dünyadaki tuzaklardan kurtulup da, âhirete ulaşmak çok zordur. Çünkü yolda birçok engeller var. Yolda bekleyen üç düşman vardır. Bunlar, şeytan, nefs-i emmare ve kötü arkadaştır. Bunların hepsi, Cennete gideceklere engel olmak için gece gündüz çalışırlar. Nefsimiz, 24 saat bizimledir. Nihai gayesi ise, günaha sokmak değil, kâfir yapmaktır. Hele hele kötü arkadaş ve kötü yayınlar, hem dinden, hem de namustan eder. Böylece o insan perişan ve rezil olur. (İnsanın dini, arkadaşının dini gibidir) hadis-i şerifi, kötü arkadaşın ne kadar tehlikeli olduğunu bildirmektedir. Biz çok bozuk olsak da, arkadaşlarımız iyi olursa, günah işlemekten korunuruz, dünyada onlarla beraber olduğumuz gibi, âhirette de onlarla birlikte oluruz.