CEVAP
Müdara, bir kimseyi idare etmek, dini veya dünyayı zarardan kurtarmak için, dünya menfaatinden vazgeçmek, insanlarla iyi geçinmek, İslamiyet’in dışına çıkmadan, güler yüz göstermek, gönlünü almaktır.
Bazı toplumlarda, dinimize zarar gelmemesi için müdara gerekir. Bu da, inancını ve bazı konulardaki görüşünü saklamakla olur. Sırrını açıklayan kimse, çok defa söylediğine pişman olur. İnsan, söylemediği sözüne hâkimdir, söylediğinin ise mahkûmudur. Onun için, (Zehebini, zihâbını ve mezhebini gizli tut!) derlerdi. Yani paranı, dînî ve siyasî görüşünü, hizbini gizli tut, demektir.
Kâfirler arasında kalıp, malından, canından korkanın, onlara kalben değil de, dilden sevgi göstermesi caizdir. Nitekim müşrikler, Hazret-i Ammar’a, babası Hazret-i Yasir ve annesi Sümeyye hatuna işkence edip, (Lat ve Uzza putu, Muhammed’in dininden iyidir de!) diye zorlarlar, demeyince de işkenceyi artırırlardı. Nihayet, ana babası şiddetli işkence ile şehit edildiler. Hazret-i Ammar, kâfirlerin zorlamaları üzerine onların istediği küfür [imanı gideren] sözleri diliyle söyledi. (Ammar, dinini bırakıp kâfir oldu) dediler. Resulullah efendimiz onun hakkında buyurdu ki: (Ammar kâfir olmadı, o baştan ayağa imanla doludur. O, iki durumla karşılaştığında en doğru olanını tercih eder.) [İbni Mace, Ebu Nuaym]
Görüldüğü gibi fitne olmaması için Hazret-i Ammar, küfür söz söyledi. Demek ki fitnenin durumuna göre, sünnet veya farz terk edilebilir, hattâ küfür söz bile söylenir.
Hazret-i Ammar serbest bırakıldığında, Resulullah efendimiz, mübarek eliyle gözünün yaşını silip teselli buyurdu. Bu olay üzerine, Nahl sûresinin, (Allah’a küfredenlere şiddetli azap vardır. Ancak kalbine iman yerleşmiş olduğu hâlde [küfre] zorlanıp, sadece diliyle söyleyenler müstesnadır) mealindeki 106. âyeti nazil oldu. Resulullah efendimiz de Hazret-i Ammar’a, (Müşrikler eziyet ederse, yine böyle söyle!) buyurdu. (İbni Mace)