CEVAP
Hayır, aykırı değildir. Ölünün de, dirinin de bir şey yapmasına tesir eden kudretin, Allahü teâlâdan başka bir güç olduğunu göstermez. Mesela acıkanın, hiçbir sebebe yapışmadan, (Ya Rabbî, beni doyur) demesi, bu âyete uygun değildir, çünkü Cenab-ı Hak, doyurmak için yemek yemeyi sebep kılmıştır. Yemek yiyip doyanın da, doymayı Allah’tan bilmesi gerekir. Rabbimiz, yemek yemeden de doyurur, fakat yemeği sebep kılmıştır. (Yalnız senden yardım isteriz) diyenin fırıncıdan (Bana ekmek ver) diye yardım istemesi Allah’tan başkasından yardım istemek değil, Allah’ın emrettiği sebeplere yapışmak olur. Ölü veya diri evliyadan yardım istemek de, sebeplere yapışmaktır. Sebeplere yapışmak ise, Allahü teâlânın emridir.
Evliya, enbiya yaratıcı değildir. Allahü teâlâ istenilen şeyi onların hürmetine yaratır. Yani onlar vesiledir, sebeptir. Cenab-ı Hak, her şeyi yoktan yarattığı hâlde, yaratmasına bazı şeyleri sebep kılmıştır. Mesela Hazret-i Âdem’i ana babasız yaratmış, fakat çamuru vesile kılmıştır. Bütün çocukları yaratan da Allahü teâlâdır, fakat çocukların yaratılması için, ana babayı vesile, vasıta kılmıştır. Hazret-i Âdem’i yarattığı gibi, bütün insanları da ana babasız yaratabilirdi, fakat ana babayı sebep vasıta kılmıştır. Onun âdeti böyledir. Onun için (Allah’a yaklaşmak için vesile arayın!) buyuruyor. (Maide 35)
Enbiya ve evliyadan yardım istemek, Allahü teâlâyı bırakmak, Onun yaratıcı olduğunu unutmak değildir. Her Peygamber sebeplere yapıştı. Rabbimizin yarattığı suyu içmek için çeşmeye, Onun yarattığı ekmeği yemek için fırıncıya gidildiği ve Onun zafer vermesi için, savaş araçları yapıldığı gibi, onun duayı kabul etmesi için de, büyük zatların ruhlarına gönül bağlanır. Allahü teâlânın elektromanyetik dalgalarla yarattığı sesi almak için radyo kullanmak, Allah’ı bırakıp bir kutuya başvurmak değildir, çünkü radyo kutusundaki aletlere o özellikleri, o kuvvetleri veren, her şeyde, kendi kudretini gizleyen Allahü teâlâdır.