En iyi âlim, kendinden söyleyen, kendine bağlayan değil, muteber kitaplardan nakleden, vasıta olandır.
Dinimiz nakil dinidir. Nakleden aziz, nakilsiz konuşan rezil olur. Ebü'l-Abbâs-ı Mürsi hazretleri sohbetlerine hep, (Hocam Ebül-Hasan-ı Şâzili buyurdu ki…) diyerek başlardı. Bir gün, (Hep hocanızdan naklediyorsunuz. Hiç kendinizden bir şey söylemiyorsunuz) diyen birine buyurdu ki:
(Ben evden bir şey getirmedim. Ne kazanmışsam bu dergâhta kazandım. “Allahü teâlâ buyurdu ki”, “Resulullah buyurdu ki” veya “Ben diyorum ki” diyerek, pek çok şey anlatabilirim. Ama bütün bunları öğrenmeme, bu dereceye yükselmeme vesile olan hocama karşı edebe riayet edip, hep ondan naklederek konuşuyorum. Uygun olan da budur. Hocasından bahsetmeyen, hep “Ben!” diye konuşan kimsede hayır yoktur.)
Bir mübarek zat, ölümünün yaklaştığını düşünüp mümtaz talebeleri arasından hangisini yerine oturtacağını, hizmetleri kime teslim edeceğini belirlemek için hepsini imtihan etmeye karar verir. Talebelerini çağırıp, (Alın bu çiçek tohumlarını, eve gidip saksıya ekin, kök tutup, yeşillenince bana getirin) der.
Herkes tohumlarını alır. Bir müddet sonra bitkiler yeşillenince hocalarına getirirler. Fakat biri, ne yaparsa yapsın tohumundan bitki yetişmez. Yalvarır yakarır, ama olmaz. Mecburen, mahcup fakat çok edepli olarak kuru saksıyı getirir. Herkesin saksısında kök salmış çiçekler varken, kendisininki kupkurudur. Hocaları hepsine bakıp, kuru saksı getirene, (Senin saksın niye böyle?) der. O talebe de (Hocam, herhalde çok büyük bir günahım var ki, Allah'ım bana bu imkânı nasip etmedi. Verdiğiniz tohumu ektim, çapaladım, gübreledim, suladım ama maalesef gördüğünüz gibidir) der. Mübarek zat, (Gel, yerime otur) buyurur. Herkes şaşkın bakarken, diğer talebelerine dönüp buyurur ki:
(Bir daha sakın böyle yapmayın! Ben tohumların hepsini suda kaynattım, tohumlar ölüydü. Siz benim verdiğim tohumların yerine başka tohumlar ektiniz, bana mahcup olmamak için kök salmış, çiçek açmış hâlde getirdiniz. Ama bu arkadaşınız bana doğru bilgi verdi, verdiğim tohumu ekti, başka tohumla değiştirmedi. Benim size son vasiyetim olsun, bana doğru bilgi verin! İşlerimizde, hizmetlerimizde sadakat ve doğruluk esastır. Allah doğruları sever, doğruların yardımcısıdır.)