CEVAP
Bütün dünyada başka hiç veli olmadığını söylemek yanlıştır. Günümüzde de evliya zatlar azaldı, görünemez oldular, ama hiç kalmadı denmez. Her asırda üçler, yediler, kırklar gibi evliya zatlar bulunur.
Ayrıca her asırda bir, dini kuvvetlendiren, bid’atleri yok eden müceddid zatlar gelir. Bin senede bir gelen müceddidler de vardır. İki hadis-i şerif şöyledir:
(Her yüz yılda bir müceddid gelir, dini kuvvetlendirir.) [Buharî]
(Her asırda salihler bulunur. Bunlar beş yüz kişi olup, kırkı ebdaldir.) [Ebu Nuaym]
Bu hadis-i şerifleri inkâr etmek tehlikelidir. Tevile yeltenmek de caiz olmaz.
Hazret-i Mehdi de evliya zattır. O da gelecektir. Geldi geçti diyenlere itibar etmemeli.
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Kutb-ül-ebdal veya kutb-i medar her zaman bulunur. Şimdi de vardır. Resulullah efendimiz zamanında da vardı. Bunlara, kutb-ül-aktab da denir; bunları kimse tanımaz. Hatta bazen, kendileri bile kendilerini bilmez. Kutb-i irşad ise, kayyum-i âlemdir. Herkese rüşd ve iman, bunun vasıtasıyla gelir. İslamiyet’i korur. Din-i İslam başıboş kalmaz. Din düşmanları pervasızca, dini yıkmaya, değiştirmeye saldıramaz. (3/3)
Kutb-i ebdal yani kutb-i medar âlemde, dünyada her şeyin var olması ve varlıkta durabilmesi için feyz gelmesine vasıta olur. Kutb-i irşad ise, âlemin irşadı ve hidayeti için feyzlerin gelmesine vasıta olur. Her şeyin yaratılması, rızıkların gönderilmesi, dertlerin, belaların giderilmesi, hastaların iyi olması, bedenlerin afiyette olması, kutb-i ebdalin feyzleriyle olur. İman sahibi olmak, hidayete kavuşmak, ibadet yapabilmek, günahlara tevbe etmek ise, kutb-i irşadın feyzleriyle olur. Her zamanda, her asırda kutb-i ebdal bulunur. Hiçbir zaman, bunsuz olamaz, çünkü âlem bununla nizam bulur. Bunlardan biri ölünce, onun yerine başkası tayin edilir. (Mearif-i ledünniyye)