CEVAP
Kelimenin ne mahzuru olur ki? (Cevap Veremedi) kitabının bazı yerlerinde geçen, iyi kimselerin vasıflarını anlatan bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Onlar, şu kimselerdir ki, Rablerinin rızasını kazanmak için sabrederler. Namazlarını dosdoğru kılarlar. Kendilerine verdiğimiz rızktan gizli ve aşikâr infak eder, verirler. Kendilerine kötülük yapanlara, iyilik ederler. O müminler için [amellerine karşılık] âhiret saadeti ve rahat vardır.) [Rad 22]
Bu kitapta da böyle bir kelime olmasa, o kelimeyi kullanmanın mahzuru olmaz. Böyle şeylerle uğraşacak zaman değildir.
Sebebe yapışmak
Sebeplere yapışan, elbette kalmaz naçar,
Güvenirse Allah’a, ona çok kapı açar.
Ölü işitmez mi?
Sual: Muteber bir kitapta, Resulullah'ın kâfir ölülerine hitap ettiği, Hazret-i Ömer'in de (Leşler işitir mi?) diye sorduğu, Resulullah'ın da, (O ölüler, sizden daha iyi işitir) buyurduğu Buharî’den naklediliyor. Sonra da, (Burada ölülerin işitmesi, Resulullah'ın bir mucizesidir) deniyor. Bu, yanlış değil mi?
CEVAP
Muteber kitaptaki bilgilere yanlış dememeli, onu farklı bir ictihad olarak kabul etmeli. Mezhepler arasında çok farklı ictihadlar oluyor, hiçbirine yanlış denmez. Mucize olarak ölüler konuşabilir. O ayrı bir husustur. Herkes kendi mezhebinin bildirdiğine uyar. İşiten beden ve kulak değil, ruhtur. Beden çürür, fakat ruh ölmez.
Şâfiî'de borçlar düşmez
Sual: Şâfiî mezhebindeyim. 50 bin lira kadar param var, ama bir o kadar da borcum var. Zekât vermem gerekir mi?
CEVAP
Evet, 50 bin liranın zekâtını vermek gerekir. Şâfiî’de borçlar düşülmez. Hanefî’de zekâtta bütün borçlar nisaptan düşülür, ama uşur verilirken Şâfiî’deki gibi borçlar düşülmez. Borçlu veya fakir olanın da, mahsulün uşrunu vermesi gerekir.
Müminin miracı
Doğru kılınan namaz, ebediyet tacıdır,
Yerin göğün nurudur, müminin miracıdır.