CEVAP
Elbette yanlıştır, çünkü Selefîler nakle itibar etmiyorlar, dini akılla ölçüyorlar. Hâlbuki bir hadis-i şerifte, (Dini akılla ölçmek kadar zararlı bir şey yoktur) buyuruluyor. (Taberanî)
Âyet ve hadisleri de yersiz tevil ediyorlar. Bir hadis-i şerif de, (Ümmetime en çok tehlikeli olanı, Kur’anı yersiz tevil edendir) buyuruluyor. (Taberanî)
Selefîlerin (Vücudumuz Allah’ın emaneti değil) demeleri yanlıştır. Peygamber efendimiz, (Elin, sana bir emanettir, onunla haram olan şeyi tutma! Ayağın sana bir emanettir. Onunla haram yere gitme! Tenasül aleti sana bir emanettir, onunla zina etme!) buyuruyor. Bunun gibi bedendeki bütün organlar birer emanettir. Bu nimetleri meşru şekilde ve meşru yerlerde kullanan, emin kimselerden olur, Cenab-ı Hakk’a karşı tam şükür yapmış olur. Bu emanetleri gayri meşru yerlerde kullanan insan, Allahü teâlâya isyan etmiş ve hıyanet etmiş olur. (Ey Oğul İlmihali)
Bize emanet olarak verilen organlarımız:
El: Haram olan şeyleri tutmamalı. Dil: Yalan söylememeli ve kötü şeyler konuşmamalı. Göz: Haram olan şeylere bakmamalı. Mide: Haram olan şeyleri mideye sokmamalı. Kalb: Kibir, ucub, suizan gibi şeylerden kaçmalı. Kulak: Haram olan şeyleri dinlememeli. Ayak: Kötü yerlere gitmemeli. Ferc: Zina ve livatadan uzak durmalı. Burun: Haram şeyler koklamamalı. Setr-i avret: Erkekler ve kadınlar dinimizin emrine uygun kapanmalıdır.
Emanet, sadece bize verilen organlarımız değildir. Çoluk çocuk, mallar ve sahip olduğumuz her şey bize emanettir. Aile efradımız da bize emanettir. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınlarınız, Allahü teâlânın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]
(Kızını fâsıka [kötü kimseye] veren, Allahü teâlânın emanetine hıyanet etmiş olur. Emanete hıyanet edenin gideceği yer, Cehennemdir.) [S. Ebediyye]
Ahzab sûresinin, (Emaneti göklere, yere ve dağlara bildirdik, yüklenmek istemediler. Ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. İnsan zalim ve cahil oldu) mealindeki 72. âyetinde bildirilen emanet, akıl ve İslamiyet’tir. Yani 5 vakit namaz başta olmak üzere bütün ibadetlerdir. (Beydavî)
Günah kesindir
Sual: Yapılan sevabların günahları sileceğini öğrenince, günah işleme cesaretim arttı. (Sevablarım, günahlarımı siler, günahsız ölürüm) diye düşünüyorum. Yaptığım yanlış mı? Sevablar günahları silmez mi?
CEVAP
Evet, çok yanlıştır. Sevabların günahları sildiği doğrudur, ama bunu düşünerek günah işlenmez. Hangi günah olursa olsun, işlenince günah olarak kayda geçiyor. Sevaba gelince, kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların ve diğer ibadetlerimizin kabul olduğu kesin değildir, ama günahlar kesindir.
Önemli bir husus da şudur:
Günah işleyenin ibadetleri sahih olursa da, kabul olmaz. Yani namaz kılıyorsak, namaz borcundan, oruç tutuyorsak, oruç borcundan kurtulmuş oluruz, ama ibadetlerimize sevab verilmediği için günahlarımızı silemez. (Ben namazımı da kılarım, gıybetimi de yaparım, içkimi de içerim, ikisi ayrı şeydir) demek yanlıştır. Namazın sevabı belki yazılmaz, ama gıybetin, içkinin günahı yazılır. Demek ki, günah kesin olarak yazılıyor, ibadetin sevabıysa, kesin değildir. Her günahtan kaçmalıyız ki, ibadetlerimizin sevablarına kavuşabilelim.
Güç iş
Kıyamet yaklaştıkça, güçleşir uymak dine,
Ateş almaya benzer, elimizin içine.