CEVAP
Hepsi aynı olmaz. Mesela uçakta namaz vakti çıkacaksa uçaktan inilmez. Gemiden de inilmez. Trende bir istasyonda inilebilir. Otobüsten inmek daha kolaydır.
Hangi vasıta olursa olsun, namazı kazaya bırakmayacak şekilde işler, saatler ayarlanmalı. Hepsi için ayrı örnekler verelim:
Uçakta: Yurtiçi ise, bir iki saat sürüyorsa, uçakta oturup namaz kılmaya gerek yok. İnince iki namazı cem edip kılma imkânı var. Eğer sabah namazı girince uçağa binip inince güneş doğacaksa, namazı kazaya bırakmak haram olduğu için, uçağın arkalarında bir yere gidip, ayakta mümkün olmazsa oturarak rahatça namaz kılınabilir. Îmâ ile kılınmaz.
Uçakta da kıbleye dönmek şarttır. Uçak zikzaklı gitmediği için kıble fazla değişmez. 10 veya 20 derece değişse bile kıbleyi etkilemez. Mesela Samsun’dan Adana’ya giden, uçağın gidiş istikametine doğru namazını kılar. Adana’dan Samsun istikametine giden de uçağın tam tersine dönerek namazını kılar. Konya’dan Van’a giden, uçağın doksan derece sağ tarafına dönerek namazını kılar. Dönüşte de, doksan derece uçağın sol tarafına dönerek kılar. Yurtdışına giden de kıbleye yönü gelecek şekilde, uçakta namazını kılar.
Gemide: Giden gemide de, uçakta olduğu gibi, kıbleye dönülür, namaz ayakta kılınamazsa, oturarak kılınır. Îmâ ile kılınmaz.
Trende: İstasyonlarda durunca, ayakta namaz kılınabilir. Bazı istasyonlarda inip kılma imkânı bile oluyor. Tren içinde de, ayakta kılınamazsa oturup kılmak caizdir. İçinde de oturup kılma imkânı yoksa, inince, iki namaz cem edilir.
Otobüste: Otobüs, uçak, gemi ve tren gibi değildir. Binerken pazarlık yapılabilir. Mesela, (Eğer namaz vaktinde bir yerde durursanız, bileti sizin firmanızdan alırım) denebilir. Söz verdikleri hâlde, namaz vaktinde otobüs durmazsa, müsait bir yerde inip namaz kılınır, başka bir otobüsle yolculuğa devam edilir. Yanında hasta falan varsa, inince cem edebilir. Cem de edemeyecek durumdaysa, mecburen otobüste, koridora oturup namaz kılabilir. Buna da imkân olmazsa, oturduğu yerde ayaklarını toplayıp îmâ ile kılar. Kıbleye dönebildiği kadar dönmesi şarttır.
İbni Abidin hazretleri diyor ki: Sağlam bir kimsenin gemide, trende, hareket hâlinde, farzları oturarak kılması, İmam-ı a’zama göre caizse de, İmameyne göre, özürsüz caiz değildir. Fetva da böyledir. (S. Ebediyye)
Demek ki, özür varsa oturarak kılmak caiz oluyor. Bir özrü yoksa oturarak kılamıyor.
Divane
Gönlüm bir viranedir,
Akılsız divanedir,
Ateşin etrafında,
Zavallı pervanedir.
Bozulup gider hâli,
Her gün artar melâli,
Bir söze yok mecâli,
Herkesten bigânedir.
Şu dünyada bunalmış,
Günah içine dalmış,
Issız yabanda kalmış,
Yurduna gelmelidir.
Yunus’un ağrır dizi,
Karda görülmez izi,
Allah için var sözü,
Hak yolda ölmelidir.
Kelimeler:
Melâl: Üzüntü, dert
Pervane: Ateş etrafından dönen kelebek
Mecâl: Güç, kuvvet, derman, takat
Bigâne: İlgisiz, yabancı