Ölünün mezardaki hâli, denize düşmüş, boğulmak üzere olup, imdat diye bağıran kimseye benzer. Buna ne yapılır? (Kırkını bekle, sene-i devriyen dolsun, o zaman geliriz) denmez. Beklemeden derhal kurtarmaya çalışılır. Nasıl kurtarılır? Ekmek, su verilmez. Kur’an-ı kerim, mesela 11 İhlâs ve 1 Fâtiha okunup ruhuna hediye edilirse, ona yardım edilmiş olur.
Üç İhlâs okumak, bir hatim yerine geçer. Peygamber efendimiz, Hazret-i Âişe validemize, (Yatmadan önce Kur’an-ı kerimi hatmet!) buyurunca, (Ya Resulallah, bu kadar kısa zamanda nasıl hatmederim?) dedi. Peygamberimiz, (Üç İhlâs oku, Kur’anı hatmetmiş olursun) buyurdu.
Bir gün Resulullah efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ali ile sohbet ederken, bir sahabi gelir. Hazret-i Ali’yi görünce, hemen dışarıya çıkar. Hazret-i Ebu Bekir merak edip peşinden gider. Ona ulaşıp der ki:
- Ali kardeşimi görünce rengin kaçtı, sonra hemen çıktın. Bunun hikmeti nedir?
- Ali’ye borcum vardı, ödeyemedim, onu görünce mahcubiyetimden çıkmak zorunda kaldım.
- Ne kadar borcun var?
- 5 bin dinar.
- Fâtiha-i şerifenin yarısını okuyup bana hediye eder misin?
Peki der, yarısını okuyup hediye eder. Hazret-i Ebu Bekir 2 bin dinar hediye edip buyurur ki:
- Şimdi diğer yarısını da okur musun?
Peki der, diğer yarısını da okuyup hediye eder. Hazret-i Ebu Bekir 2 bin dinar daha hediye edip der ki:
- Bak, bütün param bu. Daha olsaydı onu da verirdim. Ama bilesin ki ben bu işten kârlı çıktım. Bu Fâtiha-i şerifenin kıymetini insanlar bilselerdi, sadece mallarını değil, hayatlarını da verirlerdi.
Fâtiha kelimesi, feteha [açmak] kelimesinden geliyor. Fâtiha neleri açmaz ki! Cennetin kapılarını açar, insanın kalbini açar, kazanç kapılarını açar ve daha neler açar neler.
Ölülere hatmi tehlil [yetmiş bin kelime-i tevhid] okumak da çok faydalıdır. İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: (Bir kelime-i tevhid terazinin bir kefesine konsa, yedi kat gökler, yedi kat yerler kadar günah da terazinin diğer kefesine konsa, o kelimenin bulunduğu kefe ağır basar.)
O hâlde kelime-i tevhidin kıymetini bilmeliyiz.