CEVAP
Berika’da, (Emîr [başkan], mubah olan bir şeyi emrederse, buna itaat şarttır, çünkü emîrin İslamiyet’e uygun emirlerine itaat vacibdir) buyuruluyor. Bir hadis-i şerifte de, (Günahı emretmedikçe, emîre itaat vacibdir) buyuruldu. (Beyhekî)
Buradaki vacib, farz demektir. Konuyla ilgili birkaç hadis-i şerif meali:
(Emîriniz beğenmediğiniz bir şey de yapsa, ona sabredin! Çünkü cemaatten bir karış ayrılan, cahiliyet ölümüyle [imansız] ölmüş olur.) [Buharî]
(Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Bana isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur. Benim tayin ettiğim emîre itaat eden, bana itaat etmiş, ona isyan eden de hakikatte bana isyan etmiş olur.) [Buharî]
(Habeşli köle de olsa, emîrinize itaat edin!) [Buharî]
(Elleri kesik, sakat bir köle de olsa, emîrinize itaat edin!) [Müslim]
Demek ki emîr, zenci, sakat ve köle de olsa, itaat gerekiyor, isyan yasaklanıyor. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah’a, Peygambere ve sizden olan emîrlere itaat edin!) [Nisa 59]
Buradaki itaat, Müslüman emîrin, dine uygun emir ve yasaklarına uymaktır. (Hadika)
Habeşî [zenci] cariye olan Ümmi Eymen’in oğlu Üsame bin Zeyd, 18 yaşında iken, bir birliğe kumandan olmuştu, Babası Zeyd bin Harise de, köleydi. Hicretin 8. yılında, Şam civarında Mute denilen yerde Rum ordusuyla savaşırken İslam ordusunun komutanı olmuştu. Kur’an-ı kerimde ismi geçen tek sahabî budur.
Hazret-i Ebu Bekir halifeyken, (Resulullah, sizi Üsame’nin emrinde savaşa göndermişti. Yine aynı emîrle savaşa hazır olun!) dedi. O zaman Üsame 22 yaşındaydı. Bazıları, (Âsiler Medine’ye gelip halifeyi öldürebilirler. Üsame’yi değiştirseniz nasıl olur?) dediler. Hazret-i Ebu Bekir, (Resulullah'ın beğendiği komutanı değiştiremem) dedi. Üsame at üzerinde, halife ve Eshab yürüyerek, Medine’den dışarı çıktılar. Halife, Eshaba veda ederken (Size birinci nasihatim, emîriniz Üsame’ye itaat etmenizdir) buyurdu. Hazret-i Üsame, Huzaa kabilesine gidip, mürtedleri öldürdü. Kırk gün sonra, zaferle Medine’ye döndü.
Demek ki, emîr genç ve köle de olsa ona itaat şarttır. Yoksa ona gösterilen itimatsızlık ve itaatsizlik, aslında onu vekil edene yapılmış olur.
Sultan IV. Murad han, tütün içmeyi yasak edince, İsmail Hakkı Bursevî hazretleri, (Tütün içmek haramdır) demiştir. Yine o zaman yaşayan Şernblali hazretleri de, (Halife mubahları yasak edince haram olur) buyurmuştur.
Sultan, bir mubahı yasak edince, dinlemek vacib yani farz olur. (Berika s.103)
Şâfiî âlimlerinden Necmeddin-i Gazzî, (Sultan yasak edince, sigara içmek haram olur. Devam edilirse, büyük günah olur) buyuruyor. (Dürr-ül-muhtar c.5)
Demek ki, halife veya emîr mubahı yasak edince, o işi yapmak haram oluyor.
Sevmekten maksat
Onu sevmekten maksat, sıkıntıyı tatmaktır,
Gayrıdan gelen tadı, düşünmeden atmaktır.