Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, Cenneti, isteyene verir, istemeyene zorla vermez.
Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur. Hadis-i şerifte, (Bu dünyanın, Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar bir kıymeti olsaydı, kâfire bir yudum su vermezdi) buyuruluyor.
Bir kalb, dünyayı yani nefsin arzularını severse hasta olur. Kalbin hastalığı dünyayı sevmektir, bu da, günahların başıdır. Yoksa sevgisi kalbe girmedikçe, çok kazanmak kötü değildir.
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri bir yere gider. Bakar, tarifi mümkün olmayan muazzam bir saray var, sarayın penceresinden de biri, yanık yanık şiir okuyor. Şiirin bir yerinde, (Bu saraya gam girmez, kasvet girmez, üzüntü girmez) diyor. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, (Allah Allah, bu ne biçim saray) der. Derken, seneler sonra, yine bu sarayın yanından geçer. Bir de ne görsün, saray gitmiş, pencereler yıkılmış, harabeye dönmüş. Kapıyı çalar, bir deri bir kemik, cılız bir ihtiyar kapıyı açar. İçeriye girince, duvarların karardığını, kapıların çürümüş olduğunu görür. İhtiyara der ki:
- Ben buradan seneler önce geçmiştim. Burası şahane bir saraydı, ama şimdi viraneye dönmüş. Biri de pencereden yanık yanık, (Bu saraya gam girmez) diye şiir okuyordu. Bu saraya ne oldu, o şiir okuyan nerede?
İhtiyar şu cevabı verir:
- O şiiri okuyan bendim. Bu sarayın sahipleri öldü. Sahipleri ölünce, kimse ilgilenmedi, bakımsızlıktan harap oldu. Şunu anladım ki, bu dünyaya iyilik etmeye kalkan, ondan kötülük görür. Bu da, benden sana bir nasihat olsun!
Çünkü bir şeyin hamuru ve yaratılışı neyse, ne kadar zaman geçse, o yine aynıdır. Hiçbir zaman, yılan kedi olmaz, kedi de insan olmaz. Dünya da böyledir, âhiretin zıttıdır. Daima insanın nefsini azdıran, şeytanın dostu olan nesneleri barındırır. Bu mayın tarlasından ancak, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklere sevgisi olan kurtulur. Yalnız ibadetle kimse kurtulamaz. İbadeti şeytan da, nefis de yaptırır, ama büyüklerin sevgisi, dünya sevgisinin panzehridir. İbadet zaten vazifemizdir, ama insan ancak, sevgiyle kurtulabilir. Allah’ın ve Resulünün sevgisi, büyüklerin sevgisi, dünya sevgisini yok eder. Dünya sevgisi gidince de, insan kurtuluşa erer.
Allahü teâlâ, Cenneti, isteyene verir, istemeyene zorla vermez.
Dünya hiçtir, ona kıymet verip peşinden koşan da hiçtir. Dünyanın, Allah indinde hiç kıymeti yoktur. Hadis-i şerifte, (Bu dünyanın, Allah indinde sivrisineğin kanadı kadar bir kıymeti olsaydı, kâfire bir yudum su vermezdi) buyuruluyor.
Bir kalb, dünyayı yani nefsin arzularını severse hasta olur. Kalbin hastalığı dünyayı sevmektir, bu da, günahların başıdır. Yoksa sevgisi kalbe girmedikçe, çok kazanmak kötü değildir.
Cüneyd-i Bağdadi hazretleri bir yere gider. Bakar, tarifi mümkün olmayan muazzam bir saray var, sarayın penceresinden de biri, yanık yanık şiir okuyor. Şiirin bir yerinde, (Bu saraya gam girmez, kasvet girmez, üzüntü girmez) diyor. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, (Allah Allah, bu ne biçim saray) der. Derken, seneler sonra, yine bu sarayın yanından geçer. Bir de ne görsün, saray gitmiş, pencereler yıkılmış, harabeye dönmüş. Kapıyı çalar, bir deri bir kemik, cılız bir ihtiyar kapıyı açar. İçeriye girince, duvarların karardığını, kapıların çürümüş olduğunu görür. İhtiyara der ki:
- Ben buradan seneler önce geçmiştim. Burası şahane bir saraydı, ama şimdi viraneye dönmüş. Biri de pencereden yanık yanık, (Bu saraya gam girmez) diye şiir okuyordu. Bu saraya ne oldu, o şiir okuyan nerede?
İhtiyar şu cevabı verir:
- O şiiri okuyan bendim. Bu sarayın sahipleri öldü. Sahipleri ölünce, kimse ilgilenmedi, bakımsızlıktan harap oldu. Şunu anladım ki, bu dünyaya iyilik etmeye kalkan, ondan kötülük görür. Bu da, benden sana bir nasihat olsun!
Çünkü bir şeyin hamuru ve yaratılışı neyse, ne kadar zaman geçse, o yine aynıdır. Hiçbir zaman, yılan kedi olmaz, kedi de insan olmaz. Dünya da böyledir, âhiretin zıttıdır. Daima insanın nefsini azdıran, şeytanın dostu olan nesneleri barındırır. Bu mayın tarlasından ancak, İmam-ı Rabbani hazretleri gibi büyüklere sevgisi olan kurtulur. Yalnız ibadetle kimse kurtulamaz. İbadeti şeytan da, nefis de yaptırır, ama büyüklerin sevgisi, dünya sevgisinin panzehridir. İbadet zaten vazifemizdir, ama insan ancak, sevgiyle kurtulabilir. Allah’ın ve Resulünün sevgisi, büyüklerin sevgisi, dünya sevgisini yok eder. Dünya sevgisi gidince de, insan kurtuluşa erer.