CEVAP
Hiç mahzuru olmaz, aksine iyi olur. Şükürle hamd arasında fark vardır:
Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanıp söylemek demektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun olarak kullanmak demektir. Yani hamd dille, şükür bedenle yapılır. Bir örnek verelim:
Sağlıklı bir kimse, (Elhamdülillah sağlığım yerindedir) derse hamd etmiş olur. Sağlığını dinin emrine uymakta kullanırsa şükretmiş olur. Sağlığını günah işlemekte yıpratırsa, şükretmemiş, nankörlük etmiş olur.
Şükürle hamd etmenin farklı bir tarifi daha vardır. Bu konuda İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Hamd etmek, şükretmekten daha kıymetlidir. Çünkü şükretmekte nimetleri göz önündedir. Hamd ederken nimetleri de, elemleri de sevilmektedir. Allahü teâlânın verdiği elemler, nimetler gibi güzeldir. Hamd devamlıdır. Nimet zamanında da, sıkıntılı hâllerde de hamd edilir. Şükürse nimet zamanlarında olur, nimet kalmayınca, ihsan bitince şükür de kalmaz. (2/33)
Demek ki, şükür sadece nimet verildiği zaman oluyor. Hamd ise, nimet de olsa, sıkıntı da olsa Allahü teâlâdan geldiği için onu memnuniyetle karşılamaktır.
Yine İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Hadis-i şerifte, (Allahümme mâ esbaha bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür” duasını sabah okuyan, gündüzün, gece okuyan da, o gecenin şükrünü ifa etmiş olur) buyurulmuştur. (Mektubat-ı Rabbani 3/17)
Bu duada da, (Sana hamd ve şükrediyoruz) deniyor. Hamd ve şükür aynı mânada olsaydı beraber kullanılmazdı. İkisi yakın mânada bile olsa, (Çok şükür Elhamdülillah) demenin hiç mahzuru olmaz.
Güvensizsiniz
Hep yalan söyledikçe, elbet güvensizsiniz,
Doğru konuşursanız, artık güven sizsiniz.