CEVAP
Elbette imanı ve nikâhı tazelemelidir. İman giderse, imanı tazelemek gerektiği gibi, nikâhı da tazelemek şart olur. Nikâh da, iman da bayatlar. İki hadis-i şerif meali:
(Elbisenin eskidiği gibi, iman da eskir. Allah’a niyaz ederek, imanınızı tazeleyin!) [Taberani]
(La ilahe illallah sözünü çok söyleyerek imanınızı tazeleyin!) [İ. Ahmed]
Eşlerden biri mürted olunca, nikâhları bozulur. Ama bu talak değildir. Tevbe ve tecdid-i nikâh lazımdır. Küfür olup olmadığı şüpheli bir şeyi yapanın da, tevbe edip, nikâhını tazelemesi ihtiyatlı olur. (Hadika)
Halk arasında, bilmeden küfre düşüren söz söyleyen çok olur. Bunun için her gün imanını, ayda 1-2 defa da nikâhını iki şahit yanında yenilemelidir. (Redd-ül muhtar)
Demek ki, küfre düşen veya küfre düştüğünü zanneden, tevbe edip imanını tazeler. İman gidince nikâh da gideceği için, nikâhını da tazeler. Dinin hükümleriyle bilerek veya bilmeyerek alay eden, her gün dinin bir hükmünü tenkit eden zamane hocalarına itibar etmemeli. Asırlardan beri iman ve nikâh tazelemesi yapılagelmiştir. İman eskiyip kopabilir. Küfre düşmemek için, sabah akşam, hadis-i şerifte bildirilen aşağıdaki iman duasını okumalıyız:
(Şirkten korunmak için, “Allahümme innî eûzü bike min en üşrike bike şey’en ve ene a’lemü ve estağfirüke limâ lâ a’lemü inneke ente allâmülguyûb” duasını okuyun!) [İ. Ahmed]
İman ve nikâh, pamuk ipliğiyle değil, sözle bağlıdır. Her zaman kopabilir. Küfre düşünce kopar ve her kopuşta da, yeniden bağlamak gerekir.
Bir kâfir, bir sözle mümin, bir mümin de bir sözle kâfir olur. Yeniden mümin olmak için, yalnız kelime-i şehadet söylemek yetmez. Küfre sebep olan o şeyden de tevbe etmelidir. Kişi, küfre düşüp mürted olunca nikâhı da gider, bu talâk [boşamak] demek değildir. Bunun için, üçten fazla, imanı ve nikâhı tazelemek, hullesiz caiz olur. (Birgivi şerhi)
Küfre düşmek de, küfürden kurtulmak da çok kolaydır. Küfrün sebebi bilinmese de, her gün bir kere, (Ya Rabbi, bilerek veya bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söylemişsem veya bir iş yapmışsam, pişman oldum. Beni affet!) diyerek tevbe etmelidir.
Küfre düşürücü söz söyleyenin imanı gidince, nikâhı da gider. İman gidince, tecdid-i iman, nikâh gidince de, tecdid-i nikâh gerekir. Küfre sebep olan söz, hata ile, yanılarak veya teville söylenirse, iman ve nikâh bozulmaz. Böyle kimselerin de tevbe ve istiğfar etmesi, imanını tazelemesi ihtiyatlı olur. (Berika, Hadika, Mecma-ul-enhür)
Her Müslüman, (La ilahe illallah diyerek imanınızı yenileyin!) hadis-i şerifine uyarak, imanını tazelemelidir. İman gidince, nikâh da gideceği için, imanını tazeleyenin, nikâhını da tazelemesi gerekir.
Tecdid-i iman ve tecdid-i nikâh yapmak gerektiği, başta İbni Âbidin hazretleri olmak üzere, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmektedir. Mesela, Tahtavi’nin Merakıl-felah haşiyesinde ve bunun tercümesi olan Nimet-i İslam’da, (Kadın kocasına, “Aramızda talak vâki olunca, beni kendine nikâh etmeye seni vekil ettim” der de, kocası da kabul edip, talak vâki olunca, iki şahit yanında, “Falanca kızı filaneyi kendime nikâh ettim” derse nikâh sahih olur) buyuruluyor. Önceki nikâhları sahih olmasa da böyle yapınca, nikâh dine uygun kıyılmış oluyor.
Nikâh tazelemek, yeniden nikâh kıymak demektir. Nikâhı da, nikâh tazelemeyi de, hoca nezaretinde yapmak gerekmez. Karı koca, iki şahit yanında kendileri nikâhı tazeleyebilir veya kadın, kocasına, (Nikâhımızı tazelemek üzere seni vekil ettim) diyerek vekâlet verip, kocası da, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikâhlım olan hanımımı, ona vekâleten ve tarafımdan asaleten kendime nikâh ettim) derse, nikâh tazelenmiş olur. Yahut hanımından vekâlet alan kimse, kendini tanıyan iki erkeğin yanında, (Allahümme innî ürîdü en üceddidel imane vennikâhe tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) duasını okursa, o iki kişi de, bunun nikâh duası olduğunu bilirse, nikâh sahih olur. (İbni Âbidin, S. Ebediyye)
Bugün bazı camilerde yapılan tecdid-i nikâh, bu hükme dayanmaktadır.