CEVAP
Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde, ateistlerin düşünemediğini, göremediğini bildiriyor. Üç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Kalbleri var, ama anlamazlar, gözleri var, ama görmezler, kulakları var, ama işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidir, hattâ daha da aşağıdır.) [Araf 179]
(Onlar sağır, dilsiz ve kördür, bu hâllerinden dönüp iman etmezler.) [Bekara 18]
(Kalbleri var, ama anlamazlar) buyuruluyor. Neyi anlamazlar? İyiyi kötüyü, imanı küfrü, hayrı şerri, kârı zararı, faydalıyı zararlıyı, Cenneti Cehennemi, dostu düşmanı anlamazlar. Canlıları ayakta tutan ruhu anlamazlar. Canlılara ruh veren gücü anlayamazlar. Kendileri bir sineği bile yaratamazlar. Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah’ı bırakıp da, yalvardığınız [putlarınız] bir araya gelse, bir sineği bile yaratamazlar. Sinek konup bir şey alsa, onu sinekten geri alamazlar. İsteyen de, kendinden istenen de [putlar] âcizdir.) [Hac 73]
Bir sineği bile yaratmaktan âciz insan, kâinattaki her canlıya can veren muazzam kudret sahibini elbette anlayamaz. Basireti kapalıdır.
(Gözleri var, ama kör oldukları için görmezler) buyuruluyor. Neyi görmezler? Koca Dünya’nın nasıl direksiz durduğunu göremezler. Güneş’in bitmeyen ışık ve ısısını göremezler. Kâinatta yaratılan hiçbir şeyi göremezler. Sayısız hayvan çeşitlerini, bitkileri ve göklerdeki nizamı göremedikleri gibi, kendi vücutlarındaki harikaları da göremezler. Camileri, Cennete giden yolları, Ehl-i sünnet âlimlerini ve kitaplarını görmezler, göremezler. Bunun gibi ibret alınması gereken varlıkları, olayları göremezler.
(Kulakları var ama işitmezler) buyuruluyor. Her gün beş kere okunan ezanı işitmezler. Okunan Kur'an-ı kerimi işitmezler. En önemlisi de hak sözleri işitmezler.
(Dilsizdir, söylemezler) buyuruluyor. Neyi söylemezler? Kelime-i şehadeti söylemezler. (Kâinatın bir yaratıcısı vardır) demezler. Ne kadar gerçek varsa, hepsini inkâr edip söylemezler.
Ateist, bütün kâinatın yoktan meydana geldiğini, her şeyi yaratanın doğa olduğunu söylediği hâlde, yok olanların, çürüyenlerin ve ölülerin tekrar dirilebileceğini aklı almıyor. Bu nasıl doğa ki, Dünya’yı, Ay’ı, Güneş’i, insan ve hayvanları, hiç yokken meydana getiriyor, bunlar yok olunca eski hâline getiremiyor? Doğanın eski gücü ne oldu? Doğa demeyip başka güç olsa, hiç yokken meydana getiren, yok olduktan sonra da meydana getiremez mi? (Tesadüfen meydana geldi) diyenin bile, bundan şüphe etmemesi lazım. Eskiden tesadüfen olmuşsa, yeniden de tesadüfen olamaz mı? Hâlbuki tesadüfen ne olur ki? Bu varlıkları ilk defa kim yaratmışsa, yine onun diriltmesi, niye imkânsız olsun? Bir âyet-i kerimede mealen, (Biz ilk yaratırken zorluk mu çektik, âcizlik mi gösterdik? Onları yeniden yaratırken niye âcizlik gösterelim?) buyuruluyor. (Kaf 15)
Ateist ne kadar kafasız ki, Güneş’i, Dünya’yı görüyor, insanları, hayvanları görüyor. Kendiliğinden olmayacağını da biliyor. Bunları yaratanın, tekrar yaratmasını [diriltmesini] imkânsız görüyor. Bu kadar akılsızlık olur mu?
Ateiste eskiden müşrik deniyordu. Bir müşrik, eline bir insan kemiği alır, Resulullah efendimizin yanına gelir, kemiği ufalayıp üfledikten sonra, meydan okurcasına (Ölülerin, dirilip mahşere geleceğini söylüyorsun. Bu çürümüş kemik, nasıl dirilir?) diye sorar. Resulullah efendimiz, (Elbette, kâinatı yaratan Allahü teâlâ, onu canlandırır, seni de öldürüp, diriltir ve Cehenneme sokar) buyurur. Sonra şu mealdeki âyetler nazil olur:
(İnsan bilmez mi ki, biz onu bir damla nutfeden yarattık. O, apaçık düşman kesilip kendi yaratılışını düşünmeden bize karşı örnek getirmeye kalkışıp, “Şu çürümüş kemikleri kim diriltir” der. Ey Resulüm, de ki, “O çürümüş kemikleri, hiç yokken var eden, elbette diriltir.”) [Yasin 77- 79]
Dirilişi bildiren üç âyet-i kerime meali:
(“Öldükten sonra bizi kim diriltir” derler. De ki, “Sizi ilk defa yaratan Allah, can verip, diriltir.” Bunun üzerine onlar sana alaylı bir tarzda başlarını sallayıp “Ne zaman?” derler. De ki, “Yakındır.”) [İsra 51]
(Allah, ölüleri diriltir ve her şeye hakkıyla kâdirdir. Kıyamet vakti de gelir, bunda asla şüphe yoktur. Allah kabirdekileri diriltip kaldırır.) [Hac 6-7]
(O gün yer yarılıp, halk kabirlerinden süratle çıkar. Bunları diriltip haşretmek bizim için kolaydır.) [Kaf 44]
Yoktan var olduğuna inanıp da, yok olduktan sonra tekrar var olacağına inanmamak kadar ahmaklık olur mu? Bu ateist, ateşe, ineğe, puta tapanlardan daha ahmaktır.