CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Bu zamanda, doğru ile yanlış, iyi ile kötü birbirleriyle karışıktır. Salih kimsenin ara sıra, İslamiyet’e uymayan bir şey yaptığını görürse, kendisi bunu yapmamalı, iyi gözle bakarak, İslamiyet’e uygun görmeğe çalışmalı, iyi tarafını aramalıdır. İyi ve uygun yerini bulamazsa, bu beladan kurtulmak için, Allahü teâlâya yalvarmalıdır. Mubah olan bir şeyi yapmasından şüpheye düşerse, bu şüpheye kıymet vermemelidir. Her şeyin sahibi olan Allahü teâlâ, mubah şeyleri yasak etmemiş, beğenmezlik etmemişken, başkası, kendiliğinden nasıl karşı gelebilir? Çok yer vardır ki, bir şeyin daha iyisini yapmamak, yapmaktan daha iyi olur. Hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, azimetle iş yapmayı sevdiği gibi, ruhsatla yapmayı da sever) buyuruldu. (1/313)
Allah'ı tanımak
Sual: Allah'ı tanımak nasıl olur?
CEVAP
Allahü teâlânın zâtî ve sübutî sıfatları bilinirse mesele kalmaz. Her bakımdan Allah'ı tanımak mümkün olmaz. Mesela ezelîdir deniyor. Ezelî olmayı anlayamayız. İhlâs suresinde, (Doğmadı) buyuruluyor. Bunu da anlamak mümkün olmaz. Sadece inanacağız. Zatı hakkında bir şey düşünmek zararlı olur. Çünkü (O hiç bir şeye benzemez) buyuruluyor. O zaman bir şeye kıyas yapmak yanlış olur. Bunun için âlimlerimiz, (Allahü teâlâyı tanımak, anlaşılamayacağını anlamaktır. Yani akılla anlaşılmaz) buyurmuşlardır.
Feyzin gelmesi
Sual: Evliya zatlardan feyz gelmesine mani olan şeyler nelerdir?
CEVAP
Feyz, nur demektir. Feyz gelince, kalb temizlenir. Okuduğunu anlamaya, ibadetlerin tadını duymaya, kusurlarını görmeye ve günahlardan sakınmaya başlar. Feyz geldiğinin alameti, günahtan sakınmak, feyzin kesildiğinin alametiyse, hiç üzülmeden günah işlemektir. Fâsıklarla karşılaşmak, onlarla beraber olmak, kalbde zulmet hâsıl eder, feyz gelmesine engel olur. Haram yiyen, büyüklerin ruhlarının gelmesinden mahrum kalır ve feyz alamaz. Yediği haram şeylerin çıkardığı manevi gazlar vücuttaki feyz yollarını tıkar, büyüklerin feyzi gelemez. Demek ki feyzin gelmesi için, haramlardan sakınmak, salihlerle beraber bulunmak ve dinin emrine uymak şarttır.