CEVAP
Dört hak mezhepte de yatıp uyumak abdesti bozar. Vehhabiler, dört hak mezhebin dışında oldukları için öyle yapıyorlar. Uykunun abdesti bozmasında dört mezhebe göre bazı farklılıklar vardır:
Hanefî mezhebinde: Makatın gevşek olacağı bir hâlde, mesela yan veya sırt üstü yatarak veya dirseğine yahut bir şeye dayanıp uyumak abdesti bozar. Dayandığı şey çekilince düşmezse, bozulmaz. Namazda düşmeden uyumak abdesti bozmadığı gibi, namaz dışında dizleri dikip, başını dizlerine koyarak, diz çökerek, bağdaş kurarak, teverrük ederek uyumak da bozmaz.
Hanbelî mezhebinde: Her ne hâl ve şekilde olursa olsun, uyku abdesti bozar. Ancak az sayılan oturma ve ayakta durma hâlindeki hafif uyku abdesti bozmaz.
Mâlikî mezhebinde: Ağır uyku, kısa sürse de abdesti bozar. Yatsa da, otursa da, secde hâlinde olsa da, hattâ ayakta olsa da abdesti bozar. Kısa bir an olursa bozmaz.
Şâfiî mezhebinde: Eğer makatı yere yerleşmişse, uyumak abdesti bozmaz. Bunun haricindeki uyku şekilleri bozar.
Şu hâlde yatarak uyumak dört mezhepte de abdesti bozuyor. (Mezahib-i Erbaa, Mizan-ül Kübra, Hindiyye)
Demek ki, dayanmadan uyumak, sadece Hanefî’de bozmuyor. Onların yatıp uyuduktan sonra, kalkıp abdest almadan namaz kılmaları, dört mezhepte de caiz değildir.
Kazası olmayan
Sual: Kazası olmayan, kaza namazı kılarken, farzların üçüncü ve dördüncü rekâtlarında zamm-ı sure okur mu?
CEVAP
Evet, okuması gerekir, çünkü kazası yoksa o nafile olur. Nafile olunca da, her rekâtta zamm-ı sure okumak vacibdir, fakat vaktin sünnetlerini, kuşluk, teheccüt gibi sünnetleri kılarken, kazaya da niyet edince, üçüncü ve dördüncü rekâtlarda zamm-ı sure okumak gerekmez. Çünkü o vakitte bir namaz kılınınca sünnet de kılınmış oluyor. Onun için zamm-ı sure okumak gerekmiyor. Okunursa da, bir mahzuru olmaz.
Aynı kelimeyi tekrarlamak
Sual: Namazda, aynı kelime tekrar edilirse, namaz bozulmuş olur mu?
CEVAP
Yanlış okununca, düzeltmek için tekrar okumak gerekir. Tekrar okumak namazı bozmaz.
Kâbe’de namaz
Sual: Kâbe’de erkek kadınla yan yana cemaatle namaz kılabilirler mi?
CEVAP
Kılabilirler. Bu, sadece Kâbe’ye mahsus istisna bir durumdur. (Dürr-ül-muhtar)