CEVAP
Hayır, caiz olmaz. Burada, Allahü teâlânın iki türlü yaratması bildiriliyor:
Birincisi: Ol der, o şey var olur. Yani hiç yoktan yaratır. Kâinatın yoktan var edilmesi, hidrojen, oksijen gazlarının yaratılması, böyledir.
İkincisi: Sebepler vasıtası ile yaratmaktır. Allahü teâlâ sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları denir. Mesela, iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomundan su meydana getirmiştir. İnsanları, hayvanları, bitkileri yaratması da böyledir. Bilim adamları, oksijen, hidrojen gibi gazları, cıva, bakır gibi maddeleri yoktan var edemezler. Fen ne kadar gelişse de, bir buğday tanesi yapmak mümkün değildir.
Yaratmak, Allahü teâlâya mahsustur. Bilim adamları, yoktan bir şey meydana getiremez, sadece Allahü teâlânın yarattığı mevcut şeyleri, yine Allah’ın koyduğu fizik, kimya ve biyoloji kanunları ile bir araya getirerek, yeni şeyler bulurlar. Buna da yaratmak denmez, keşfetmek, bulmak denir. İnsanların yapamadığı işlere birkaç örnek:
1- Asırlardır, enerjisiz veya yakıtsız çalışan makine yapmaya çalışılmışsa da, netice alınamadı. Bu da fizik ve kimya ilmine göre, imkânsızdır. Enerjinin korunumu prensibine göre, enerji şekil değiştirirse de, insanlar tarafından var ve yok edilemez.
2- Katı, sıvı, gaz haldeki bütün maddeler ısınınca hacimleri büyür, yoğunlukları azalır. Su, bu kurala uymaz. Su, buz haline gelince yoğunluğu azalır, su üstünde durur. Azalmayıp buzlar dibe çökseydi, denizlerdeki canlılar yaşayamaz ölürdü.
3- Güneş, dünyadan 149,5 milyon km uzaktadır. Bu mesafe, çok yakın olsa canlılar sıcaktan yanar, çok uzakta olsa, soğuktan donardı. İnsanlar Güneş’i istedikleri yere getiremezler.
4- Işık hızı, saniyede 300 bin km’dir. Bu hızı insanlar aşamaz. Bu hız aşılırsa, rölativite [izafiyet] teorisine göre, maddenin kütlesi sonsuza gider. [1/0 (Bir bölü sıfır) sonsuz olduğu için.]