CEVAP
Hadika ve Berika’da, İbni Mace’nin bildirdiği hadis-i şerifte, (Bir bid’at küfre yol açmasa bile, bunu ortaya çıkaranın hiçbir ibadeti ve hiçbir iyiliği kabul olmaz. Bunun, yağdan kıl çıkar gibi, dinden çıkması kolay olur) buyuruldu. Bid’at sahibi, bid’atini ibadet sanıp, sevab beklediği için dinden kolay çıkar. Şartlarına uygun olarak yaptığı ibadetleri sahih olur, borçtan kurtulursa da, kabul olmaz, yani sevab verilmez. Bid’ati küfre düşürürse, imanı gider ve ibadetleri sahih de olmaz.
Bid’at üç türlüdür:
1- İslamiyet’in küfür alâmeti olarak bildirdiği şeyleri zaruretsiz kullanmak, en kötü bid’attir.
2- Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uymayan inanışlar da kötü bid’attir.
3- İbadet olarak yapılan yenilikler, amelde bid’at olup büyük günahtır.
Ehl-i sünnete aykırı olan her inanış itikatta bid’attir. İtikatta bid’at sahipleri Cehenneme gidecektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, biri hariç, hepsi Cehenneme gidecektir. Kurtulan fırka, benim ve Eshabımın yolu üzerine olanlardır.) [Tirmizi, Darimi] (Kurtulan fırka, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasıdır. Sünnet, Resulullah'ın sünneti, Cemaat ise Eshab-ı kiram demektir. Sünnete ve Eshab-ı kirama uyanlara Ehl-i sünnet vel cemaat denir.)