Âhir zamandayız. İman zaafa uğradıkça, Allah korkusu azaldıkça, insanlar çok bozuk yollara giriyorlar. Bu asrın bir felaketi de, sihir ve büyünün çok revaçta olmasıdır. İman gidince kalb boş kalmaz, yerine mutlaka bir şeyler dolar. Bunun için de sihirle, büyüyle meşgul oluyorlar.
Tabiî Allahü teâlânın takdiri ne ise o olur. Takdir etmezse hiçbir şey olmaz, ama tedbir almak gerekir, çünkü tedbir almak dinin emridir. Büyüklerimizin kitaplarında bu tedbirler, ilaçlar yazılıdır. Sihri, büyüyü önleyici çok ilaç vardır. Bu ilaçların şu ikisinden daha iyisi yoktur:
Birincisi, Âyât-ı hırz denilen koruyucu âyetlerdir. Peygamber efendimiz, (Yâ Resulallah, cinlerden çok sıkıntı çekiyorum, beni perişan ediyorlar) diyen bir sahabiye, bu âyetleri okumasını bildirmiştir. Bu âyetler toplanıp bir araya getirilmiştir. Kitaplardaki tarife göre, bir hafta veya kırk gün sabah güneş doğduktan ve ikindi namazından sonra ihlâsla okunursa, Allahü teâlânın izniyle bir şey kalmaz.
İkincisi, Silsile-i aliyye büyüklerinin isimlerini okumak ve onların yüzü suyu hürmetine Allahü teâlâdan istemek gerekir. Bu büyük zatlar, bir sarayın kapısıdır. Kurtulmak için saraya kapısından girmek gerekir. Burası muhafaza altındadır, insanı Cennete götürür. Bu büyük zatların her biri bir sarayın kapısıdır, bu kapılardan biri çalınırsa içeri girilir. Yeter ki edeble ve ihlâsla o kapıya yaklaşılsın.
Murada kavuşmak, sıkıntıdan kurtulmak, ticaret yapmak, başarılı olmak ve huzur içinde yaşamak isteyen, bu iki ilaca çok iyi sarılmalı. Çünkü zamanın zulmeti pek fazla ortalığı sarmış, huzursuzluk, sıkıntı, her eve girmiş durumdadır. Kirli hava benim evime girmesin dense de bu mümkün değildir, çünkü hava her yere girer.
Mübarek bir zata, (Efendim, sohbette bulunmak çok iyi oluyor, çok istifade ediyoruz, fakat dışarı çıktıktan bir müddet sonra o güzellikten bir şey kalmıyor. Bunun sebebi nedir acaba?) diye sorarlar. O zat da, (Kirli hava o kadar çok ki, her yeri dolduruyor. Buna zamanın zulmeti derler) buyurur. Bu zulmetten kurtulmak için, mümkünse büyüklerle beraber olmaya, kitaplarını, hayatlarını okumaya çalışmalı. Çoluk çocukla Allahü teâlânın emir ve yasaklarından konuşmaya gayret etmeli. Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir şifası vardır, kalbin şifası zikrullahtır) buyuruyor. Zikrullah, Allahü teâlâyı anmak veya Onu hatırlatan şeylerden bahsetmek demektir...