CEVAP
Şefaat ayrı bir konudur. Burada kul hakkından bahsediliyor. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Üzerinde kul hakkı olan, ölmeden önce ödeyip helalleşsin! Çünkü ahirette altının, malın [paranın pulun] değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınır, sevabları olmazsa, hak sahibinin günahları buna yüklenir.) [Buhari]
Hikmet ehli zatların yazısındaki husus ile hadis-i şerifte bildirilen hususlar aynıdır.
İmansızlara hiçbir şefaat yoktur. İki âyet-i kerime meali şöyledir:
(Artık şefaat edicilerin [Peygamberlerin, meleklerin, salihlerin, şehidlerin] şefaati, onlara [kâfirlere] fayda vermez.) [Müddesir 48]
(O gün zalimler [kâfirler] için, müşfik bir dost, sözü dinlenecek şefaatçi de yoktur.) [Mümin 18]
Görüldüğü gibi imansızlar için ahirette hatır gönül geçmiyor. İmanı varsa, elbette şefaat hakkı olanların, hatırı, gönlü yani şefaati geçerlidir.
İmanlı olup da üzerinde kul hakkı varsa, yine para pul veya hatır gönül geçmiyor. Kul hakkı için ya kendi sevabından veriyor veya hak sahibinin günahlarını yükleniyor. Kul hakkı olmazsa, diğer günahlar için şefaat hakkı elbette vardır.
Kadının sefere çıkması
Sual: Bir kadın, sefer mesafesinde uzaklığa yalnız başına uçakla veya şehirlerarası otobüsle gidebilir mi?
CEVAP
Ebedî mahrem akrabasından biri veya kocası yanında bulunmayan kadının üç günlük yani Hanefî’de 104 km’lik yola gitmesi câiz değildir. İmam-ı a’zam ve imam-ı Ebu Yusuf'a göre, hür kadının bir günlük yani 35 km uzaklıktaki yere mahremsiz gitmesi mekruhtur. (Fetava-yı Hindiyye)
Evden kaçan kadın
Sual: Hangi kadına, kocası nafaka vermek zorunda değildir?
CEVAP
Mürtet olana, kocasının oğlunu şehvetle öpüp hürmet-i müsahereye sebep olana, ölüm iddeti bekleyen kadına, bir de kocasının evinden haksız olarak kaçıp giden kadına nafaka vermek gerekmez. Kocasından kaçan kadına nâşize denir.