CEVAP
Evet, Ehl-i sünnet âlimleri, böyle yapmanın mezhepsizlik, hattâ ilhad olduğunu bildirmişlerdir. Böyle yapmak, (Benim mezhebimdeki hüküm yanlış olabilir, ihtiyaten ara sıra diğer mezhepteki gibi kılayım da, doğruya ulaşmış olayım) demek gibi olur ki, böyle şüphenin küfre kadar gideceğini âlimlerimiz bildirmiştir.
Bir ibadetin bir kısmını bir mezhebe göre yaparken, diğer kısmını, bu mezhebe göre yapmayıp, başka mezhebe göre yapmaya kalkışmak, birinci mezhep imamının bilgisini beğenmemek olur. Selef-i salihin’i beğenmemek, cahil saymak ise küfürdür. (F. Bilgiler)
Mezhepler tedvin edilmeden, yani mezhepler meydana çıkmadan önce, herhangi bir müctehidin ictihadıyla amel etmek caizdi. Mezhepler meydana çıktıktan sonra, artık herkesin bir mezhebe göre amel etmesi lazım oldu. (Feth-ul-kadir)
Mezhepler meydana çıktıktan sonra, bir mezhebi öğrenip, bu mezhebe göre amel etmek gerektiğini âlimler sözbirliğiyle bildirmişler ve icma hâsıl olmuştur. (Mizan-ül-kübra)
İmam-ı Rabbani hazretleri müctehid olduğu halde şöyle buyuruyor:
(Fatihasız namaz olmaz) hadis-i şerifi varken, Hanefîlerin, imam arkasında Fatiha okumamalarının sebebini, tam anlayamadım. Buna rağmen, delili zayıf diye düşünerek mezhebimin hükmüyle amel etmemenin, ilhad olduğunu bildiğim için, mezhebime uyarak imam arkasında Fatiha okumadım. (Mebde ve Mead)
Görüldüğü gibi, kendi mezhebinin hükmünden şüphe edip, başka mezheb isabet etmiş olabilir diye o mezhebin hükmüyle amel etmenin asla caiz olmadığı yukarıdaki vesikalardan anlaşılmaktadır. Böyle caiz olmayan bir iş yaparak, (Müslümanlar arasındaki sevginin artmasına sebep olur) demek ne kadar dehşet vericidir. Dört mezhepteki Müslümanlar birbirine düşman mı ki de, böyle caiz olmayan iş yapılarak, birbirlerine olan sevgilerinin artacağı söylenerek, mezhepsizlik kapısı aralanıyor?
İhtiyaç hâlinde diğer üç mezhebi taklit etmek caizken, yanlış bir iş nasıl tavsiye edilebilir ki? Bu cüret, nakli bırakıp, aklı ölçü almaktan kaynaklanmaktadır.