CEVAP
Hayır. Sebepsiz veya dünya çıkarı için mezhep değiştirmek caiz değildir. İbni Âbidin hazretleri, (Dünya menfaati için mezhebini değiştirenin, son nefeste imansız gitmesinden korkulur) buyuruyor. (Redd-ül-muhtar)
Ama dini bir fayda varsa caizdir. Mesela, yaşadığı yerde kendi mezhebine göre kaynak kitap veya soracak kimse bulamayan kimsenin, orada yaygın olan, dört hak mezhepten birine geçmesi caizdir.
Bir de, (Dileyen çalışır, müctehid olur) deniyor. Bu söz, (Hicri dördüncü asırdan sonra ictihad edecek kimse kalmadığı için bu kapı kapanmıştır) diyen âlimlere karşı bir savaş açmak, onları hiçe saymaktır, kendini o müctehidlerden üstün görmektir. Çünkü her mezhebin içinde müctehidler olduğu halde, mezheplerinin usul bilgilerinin dışına çıkmamışlardır. Mesela İmam-ı Ebu Yusuf, İmam-ı Muhammed, İmam-ı Züfer gibi âlimler, Hanefi mezhebinde bulunan müctehidlerdir.
(Dileyen herkes, çalışır, müctehid olur, bir mezhebe bağlanmaz, kendi ictihadıyla amel eder) sözü, süper sapıklıktır. (Kendi mezhebi içinde ictihad edebilir) denseydi, daha az yanlış olurdu. Mezhepler çıktıktan sonra, Ehl-i sünnet âlimleri, bir mezhebe tâbi idi. İbni Teymiyye, Şevkani, Abduh gibi sicilliler ise, kendilerini mezhepler üstü görmüşler, hiçbir mezhebe uymamışlardır. İslam âlimleri buyuruyor ki:
Müctehid âlimler, asr-ı saadette, Sahabe-i kiramın zamanında, Tâbiin ve Tebe-i tâbiin devrinde bulunabiliyor, sohbet bereketiyle yetişiyordu. Zaman ilerleyip, fikirler bozulduktan, bid’atler çoğaldıktan sonra böyle kıymetli kimseler azalmış, hicri dördüncü asırdan sonra bu sıfatlara malik bir âlim ortada kalmamıştır. (Mizan-ül-kübra, Redd-ül-muhtar, Hadika)
Bugün müctehide lüzum da yoktur, çünkü din bilgilerinde açıklanmamış bir şey kalmamıştır. Kemale gelmiş olan bu dine, ilave edilecek bir şey yoktur. Resulullah efendimiz, kıyamete kadar olacak her şeyin hükmünü bildirmiştir. Mezhep imamları da bunları açıklamıştır. Bunların günlük olaylara tatbiklerini, müctehid olmayan âlimler yapar. Her asırda gelecek olan müceddidler, bu işi yaparlar, fakat ictihadla yeni hükümler çıkarmazlar, çünkü buna lüzum kalmamıştır. Helal, haram ve her delil açıklanmıştır. (F. Bilgiler)
Eğer, (Teknolojinin ilerlemesine göre yeni hükümlere ihtiyaç vardır) denirse, bu söz, (Dininizi tamamladım, dinde noksanlık yoktur) mealindeki âyet-i kerimeyi yalanlamak olur. Zamanla ibadetlerde değişiklik olmaz. Değiştiren kâfir olur.