CEVAP
Evet, bütün Müslümanlara o gözle bakıyorlar. İmam-ı Birgivi, şu hadis-i şerifi naklediyor:
(Bir müminin kabrini ziyaret ederken, yâ Rabbi! Muhammed aleyhisselam hürmetine, buna azap yapma denirse, Allahü teâlâ kıyamete kadar azabını durdurur.) [Etfal-ül-müslimin]
Resulullah, Eshab-ı kiram ve Tabiîn ile, bunlar öldükten sonra da Allahü teâlâya tevessül etmek, yani bunların hürmeti için dilekte bulunmak caizdir. (Hadika)
Hacetlere kavuşmak için, iki rekât namaz kılıp, sevabını Silsile-i aliyye’nin ruhlarına hediye etmeli, bunların hürmeti için diyerek dua etmelidir. (Mekatib-i şerife)
Ölü veya diri olan bir Velinin veya bir Nebinin ismini söyleyerek, bunun hürmeti için dilekte bulunmak caizdir. (Bezzaziyye)
Hazret-i Ömer, tavaf ederken, Hacer-ül esvede karşı, (Sen bir taşsın, bir şey yapamazsın, ama Resulullah öptüğü için, sünnet olduğu için seni öpüyorum) dedi. Hazret-i Ali, Resulullahın, (Hacer-ül esved, kıyamette insanlara şefaat eder) buyurduğunu ben işittim dedi. (İbni Hibban)
Hazret-i Ömer, Hacer-ül Esved’in şefaat edeceğini elbette biliyordu. Böyle demesi, Hazret-i Ali’nin o hadis-i şerifi nakledip, dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindi.
Roma ordularını yere seren, kaleleri, ülkeleri fetheden Halid bin Velid hazretleri, bütün bu başarılarının, sarığında taşıdığı bir sakal-ı şerif sayesinde olduğunu söylemiştir. Sakal-ı şerif, Hacer-ül esved, Evliya kabrinden alınan topraklar ve onların giydikleri elbiseyle bereketlenmek, Evliya kabirlerini öpmek gibi nimetleri ganimet bilmelidir.
İbni Ömer, hac için Medine’den Mekke’ye giderken, Resulullahın oturduğu yerlerde durur, namaz kılar, dua ederdi. Bu mübarek yerlerle bereketlenirdi. Resulullahın minberine ellerini koyar, sonra yüzüne sürerdi. İmam-ı Ahmed, Hücre-i saadeti ve minberini öpüp bereketlendiği gibi, İmam-ı Şafii’nin gömleğini ıslatıp, bu suyu içerek de bereketlenirdi. Ebu Eyyub-el-Ensari, Resulullahın mübarek kabrine yüzünü sürerken, mani olmak isteyen birine, (Beni bırak, taşa, toprağa değil, Resulullahın huzuruna geldim) buyurdu. Eshab-ı kiram, Resulullahın eserleriyle teberrük ederdi. Abdest alırken kullandığı suyla, mübarek teriyle bereketlenirlerdi. Gömleği, asası, kılıcı, yüzüğüyle ve kullanmış olduğu her şeyle bereketlenirlerdi. Hazret-i Ümm-i Seleme’nin yanında mübarek sakalından bir kıl vardı. Hasta gelince, kılı suda bırakır, sonra çıkarıp bu suyu ona içirirdi. İmam-ı Buhari’nin kabrinden misk kokusu duyulurdu. Bereket için toprağından alıp götürürlerdi. Hiçbir âlim buna mani olmazdı. (Üsul-ül-erbea)