CEVAP
Felsefeciler de, diğer sapık gruplar gibi Müslümanları şirkle damgalamaya çalışıyorlar. Müslümana müşrik diyenin kendisi küfre düşer. Allah’ın huzurundan maksat, manevi huzuruna çıkmaktır. Madde, cisim olarak çıkmak değildir. Kur’an-ı kerimde Allahü teâlâ, (Ben kuluma şah damarından daha yakınım) buyuruyor. (Kaf 16)
Peygamber efendimiz de, (Kulun Allah’a en yakın olduğu an, secdede olduğu zamandır) buyuruyor. (Müslim, Taberani)
Bunlar da huzura çıkmak gibi manevi yakınlıktır.
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselam ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allah’ın mekânı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyı nasıl olduğu anlaşılmayarak görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekânı değildir. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. Mutezile ve bazı felsefeciler, Cennete giren müminlerin, Allahü teâlâyı göreceklerini de inkâr etmiştir. Nakli değil de, aklını ölçü alan böyle sapıklara itibar etmemelidir!
Allah’ın huzuruna çıkmak tabiri Peygamber efendimizin birçok hadis-i şerifinde geçmektedir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Güzelce abdest alıp, kalbiyle Allah’ın huzuruna çıkarak, iki rekât namaz kılan hiçbir kimse yoktur ki, ona Cennet vacib olmasın.) [Ebu Davud
(Allahü teâlâ şöyle buyurur: Benim huzurumda durmaktan korkan kullarıma, rahmet ederim, sevablarını veririm ve korktuklarından da emin ederim.) [Deylemi]
(İnsanların şiddetli hüsrana uğrayanı, dünyadan azıksız ayrılıp Allahü teâlânın huzuruna iyi amelsiz çıkan kimsedir.) [İ. Neccar]
(Bir Müslüman, “Lâ ilâhe illallah” dediği zaman, o tevhid gökleri yarıp geçer ve Allah’ın huzurunda durur. Cenab-ı Hak ona, “Sakin ol” buyurur. O tevhid, “Beni söyleyen kulu mağfiret etmedikçe sakin olamam” der. Allahü teâlâ da, “Sen o kulumun dilinden çıktığın anda, ben onu affettim” buyurur.) [Deylemi]
(Kim ki Allahü teâlânın huzuruna varmayı severse, Allah da onun kendi huzuruna gelmesinden hoşlanır. Kim de Allah’ın huzuruna varmayı istemezse, Allah da onun kendi huzuruna gelmesini istemez.) [Buhari]
(İnsanlar, kıyamette Allah’ın huzurunda, Cuma günü camiye gidiş sıralarına göre, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü olarak sırayla otururlar. ) [Taberani]
(Cennet ehli Allah’ın huzuruna iki defa girer. Allah onlara Kur’an okur.) [Hakîm]
(Öldükten sonra bizi dirilten ve mahşerde huzurunda toplayacak olan Allah’a hamdolsun.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace]
(Ödememek niyetiyle borçlanan, Allah’ın huzuruna hırsız olarak çıkar.) [İ. Mace, İ.Ahmed]
(Borcunu ödemek için mal bırakmadan ölen kimse, Allah'ın huzuruna en büyük günahla çıkmış olur.) [Ebu Davud]
(Babanın duası, hiçbir engelle karşılaşmadan Allah’ın huzuruna çıkar.) [İ. Mace]
Uzun zaman Resulullah efendimize hizmetle şereflenen Enes bin Malik, kendisi ile beraber bir sakal-ı şerifin defnolunmasını vasiyet etti. Allahü teâlânın huzuruna sakal-ı şerifle birlikte çıkmak istedi. (Buhari)
İmam-ı Şâfiî hazretleri, (Kulun Allah’ın huzuruna büyük günahlarla çıkması, kendisini saptıran kelam ilmiyle çıkmasından daha hayırlıdır) buyuruyor. (Redd-ül muhtar)
Allah’ın huzuruna veya katına çıkma tabirinin mekân tayin etmekle hiç alakası yoktur. Ahirette de Allah’ın mekânı olmaz, ama mahşerde ve Cennette de huzura çıkacağız. Kendi tercüme ve yorumları denmemesi için, kasten piyasadaki Kur’an-ı kerim meallerinden örnek veriyoruz. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Huzuruna toplanacağınız Allah’tan korkun!) [Maide 96, Diyanet meali]
(Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman, onları bir görsen!) [Enam 30, H. B. Çantay meali]
(Allah’ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar, gerçekten en büyük ziyana uğramıştır.) [Enam 31, H. B. Çantay meali]
(Ey inananlar! Allah ve Peygamber, sizi, hayat verecek şeye çağırdığı zaman icabet edin! Allah’ın kişiyle kalbi arasına girdiğini ve sonunda O’nun katında toplanacağınızı bilin.) [Enfal 24, Diyanet meali]
(Allah’ın huzuruna çıkacaklarına inanmamış ve doğru yolu tutmamış olanlar, hiç şüphesiz en büyük ziyana uğramış olacaklar.) [Yunus 45, Elmalı meali]
(Allah’tan korkun ki, [âhirette] O’nun huzurunda toplanacaksınız.) [Mücadele 9, A. Fikri Yavuz meali]
Görüldüğü gibi Kur’an-ı kerimde de, hadis-i şeriflerde de, Allah'ın huzuruna çıkmak tabiri kullanılıyor. Bu felsefeci ise, kendi anlayışını âyet ve hadisten üstün tutup, kendi felsefesini esas alarak, Müslümanlara müşrik damgası basıyor.