CEVAP
Dinde reformcuları ve masonları övmenin bu kadarı görülmüş değildir. Efgani, nasıl bir yiğit mücahid ki, masonların adam olduğunu sanarak masonluğa giriyor? Müslüman olup da, masonluğun sadece Müslümanlığa değil, bütün dinlere düşman olduğunu bilmeyen insan olur mu hiç? Bu, büyük bir gaflet değil midir? Bir kimse, komünistleri adam sandım diyerek komünist olur mu? Siyonistleri adam sandım diyerek, Siyonist olunur mu hiç? Bunları hangi Müslüman yapar?
Ayrıca Efgani, masonluğa girip de çıkmıyor. Güvenilir bir mason olduğu için masonluğun başına geçiriliyor. Masonlar güvenmediği adamı hiç başkan yaparlar mı? Ondan çok memnun olmuşlar ki, yerine çömezi Abduh’u da başkan yapıyorlar.
Aslında (Masonları adam sandım) dediği de, gerçek değildir. Mezhepsiz yandaşının uçurduğu balonlardan biridir. Masonluğu bıraktığına dair, uydurma da olsa bir belge yoktur. Yani Efganici mezhepsizlerin, (Efgani masonluğu bırakmıştır) demeleri tamamen yalandır. Masonluğa girip çıkan kimseyi hemen mason locasına başkan yaparlar mı? Başkan olması için yıllarca masonlukta kalması lazım.
Zamanın İstanbul Üniversitesi rektörü Sadrazam Reşit Paşa tarafından Paris’te yetiştirilmiş olan ve aşırı derecede İttihat ve Terakki taraftarı olan mason Hasan Tahsin tarafından, hain Efgani’ye konferanslar verdirildi, fakat dine aykırı sözleri yüzünden, o zamanın Şeyhülislamı olan, büyük âlim Hasan Fehmi efendi hazretleri tarafından kâfir olduğuna fetva verildi. Hasan Fehmi efendi hazretleri, zamanın derin âlimlerindendi. Osmanlı devletinin 110. Şeyhülislamı idi.
Mısırlı Edip İshak, Ed-Dürer kitabında, Efgani’nin Kahire mason locası başkanı olduğunu yazmaktadır. 1960’da Fransa’da basılan, Les franco-maçons kitabının 127. sayfasında da, (Mısır’da kurulan mason localarının başına Cemaleddin Efgani ve ondan sonra Muhammed Abduh getirildi. Bunlar, Müslümanlar arasında masonluğun yayılmasına çok yardım ettiler) deniyor. Kitabın bu sayfasında, İslam ülkelerinden, hoca görünümlü, sarıklı birinin mason locası başkanlık elbisesiyle büyük bir resmi de vardır.
Görüldüğü gibi Efgani, sıradan bir mason olmayıp, masonların övgü ve takdirlerini kazanmış bir mason locası başkanıydı. Dr. Muhammed Reşat da, dört yüzün üstünde önemli kaynaktan hazırladığı kitabında diyor ki:
İngiliz belgelerine göre, bir tanrıya inanmayı şart koşan İskoç Mason Locası’na üyeyken, buradan ateistlik ithamıyla kovulmuş, o da ateistliğin makbul sayıldığı Fransız Grand Orient Locası’na başkan olmuştur. (Dr. M. Reşad, Efgani Etrafında Makaleler)
Cennetmekân Abdülhamid han, keskin görüşüyle, Efgani’nin hain maksatlarının farkına varıp, kirli emellerine fırsat vermediği için, Efgani’nin yandaşları Ulu Hakana diş biliyorlar.
Cennetmekân Ulu Hakan, hatıratında diyor ki:
(Hilafetin elimde olması İngilizleri hep tedirgin etti. Blund adlı bir İngiliz ile Efgani adlı bir maskaranın el birliğiyle İngiliz hariciyesinde hazırladıkları bir plan elime geçti. Efgani’yi yakından tanırdım. Tehlikeli bir adamdı. Bana bir ara, Mehdilik iddiasıyla bütün Orta Asya Müslümanlarını ayaklandırmayı teklif etmişti. Derhal reddettim. Bu sefer Blund ile işbirliği yaptı. Kendisini İstanbul’a çağırttım. Bir daha İstanbul’dan çıkmasına izin vermedim.)
Efgani’nin çömezi Abduh da, hocasının yolundan ayrılmamış, o da mason locası başkanı olarak, reformlara devam etmiştir. Efgani, masonluğun yanlış olduğunu anlayıp buradan ayrılsaydı, çok sevdiği öğrencisi Abduh’u da masonluğa sokar mıydı, hattâ yıllarca olgunlaştırıp loca başkanlığına kadar yükseltir miydi? Bu sadık talebesi Abduh, İslamiyet ve Hıristiyanlık kitabında, (Bütün dinler birdir. Dış görünüşleri değişiktir) demekte, İslam birliği adı altında, Yahudi, Hıristiyan ve Müslümanların, birbirlerini desteklemelerini istemektedir. Yani “İslam birliği” çığlıkları atan Efgani, Abduh ve bugünkü çömezlerinin asıl maksadı, Müslümanların birliği değil, bâtıl dinleri hak gibi göstermektir. Abduh, Londra’da, bir papaza yazdığı mektupta da, bâtıl olan Yahudilik ve Hıristiyanlığı büyük bir hak din gibi göstererek, (İslamiyet ve Hıristiyanlık gibi iki büyük dinin el ele vererek kucaklaşmasını beklerim. O zaman, Tevrat, İncil ve Kur’an birbirlerini destekleyen kitaplar olarak her yerde okunur ve her milletçe saygı görür) demiştir.
Mason Abduh’un açtığı bu kötü çığır bugün de son hızla devam ediyor, ektiği kötü tohumlar dal budak salıyor. Dört İncil’i ve Tevrat’ı okuyorlar. Yahudiler ve Hıristiyanlar da Cennete gidecek diye, bas bas bağırıyorlar.