İyilik, cömertlik, insanlara hizmet, Allahü teâlânın çok sevdiği bir ahlaktır. Bu, her kula nasip olmaz. Eğer bu ahlak bir kâfirde varsa, onun imana kavuşma ihtimali çok yüksektir. Peygamber efendimiz, bu güzel ahlak sahibi insanlara, ölümlerine yakın görünüp, (Senin çok iyiliklerin var, ama iman etmedikçe bunların faydası olmaz. Ben Allah’ın resulü Muhammed aleyhisselamım. Eğer beni tasdik edip, Kelime-i şehadet getirirsen Cennete gidersin) buyurur. Çoklarına da, iman nasip olur, kelime-i şehadeti getirir, oradakiler de duyar ve ondan sonra imanla ölür.
Cömertlik, kökü Cennette, dalları dünyada olan bir ağaçtır. Bu dallar, cömertleri kendilerine yapıştırır. Cömertler, bu ağacın dallarına, istese de, istemese de yapışır, çünkü onların iradesinde değildir. Mıknatısın metali çektiği gibi, o ağacın dalları da cömertleri kendine çeker. Sonra, ağaç dalları Cennete gidince, dallara yapışmış olanlar da böylelikle Cennete gider. Fakat ne kadar cömert olursa olsun, imanı yoksa, Cennet’e giremez, Cehennem’de sonsuz kalır.
Biz Allahü teâlânın kullarına nasıl davranırsak, yüce Allah da bize öyle davranır. Yani, affedersek, Allah’ın affettiği kul oluruz. Verirsek, O da bize verir. O, kullarına yapılan iyilikleri sever. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Müslüman, Müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu sıkıntıda bırakmaz. Din kardeşine yardım edene, Allahü teâlâ yardım eder. Allahü teâlâ, din kardeşinin sıkıntısını giderenin, kıyametteki sıkıntısını giderir, bir Müslümanı sevindireni, kıyamette sevindirir.)
Harun Reşid’in oğlu Memun, oğlu Abbas’ı halife yani kendine vekil yapacaktı. Bir gün, Abbas’ın hizmetçisine yarım kuruş verdiğini görür. (Git, çarşıdan bir avuç şundan al da gel) dediğini duyar.
Babası, oğluna der ki:
- Oğlum, ben ömrümde yarım kuruş diye bir şey görmedim. Sen bu parayı nereden buldun?
- Baba, para çok kıymetli, hele hele bu zamanda...
- Öyle mi? Seni azlettim, artık vekilim değilsin, sana kefil değilim ve veliaht da değilsin, kendine iş ara!
- Baba, ben ne yaptım?
- Bir insanın halife veya idareci olabilmesi için, şu üç şarta sahip olması gerekir. Bu üç şarttan birine sahip değilse, o idareci olamaz:
1- Cömert olmalı. Cimri, yönetici olamaz, idare ettiği herkesi de kendine düşman eder.
2- Merhametli ve şefkatli olmalı. Yani önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batırmalı.
3- Mütevazı, alçak gönüllü olmalı. Bunun da ölçüsü şudur: Kendi arkadaşlarından ve mahiyetinde çalıştırdıklarından farklı bir şey yiyorsa, onlarla beraber sofraya oturamıyorsa, o mütevazı olamaz.
- Oğlum, ben ömrümde yarım kuruş diye bir şey görmedim. Sen bu parayı nereden buldun?
- Baba, para çok kıymetli, hele hele bu zamanda...
- Öyle mi? Seni azlettim, artık vekilim değilsin, sana kefil değilim ve veliaht da değilsin, kendine iş ara!
- Baba, ben ne yaptım?
- Bir insanın halife veya idareci olabilmesi için, şu üç şarta sahip olması gerekir. Bu üç şarttan birine sahip değilse, o idareci olamaz:
1- Cömert olmalı. Cimri, yönetici olamaz, idare ettiği herkesi de kendine düşman eder.
2- Merhametli ve şefkatli olmalı. Yani önce iğneyi kendine, sonra çuvaldızı başkasına batırmalı.
3- Mütevazı, alçak gönüllü olmalı. Bunun da ölçüsü şudur: Kendi arkadaşlarından ve mahiyetinde çalıştırdıklarından farklı bir şey yiyorsa, onlarla beraber sofraya oturamıyorsa, o mütevazı olamaz.