Mümin, mümine şifadır. Hastanın en büyük ihtiyacı, bir mümini görmektir.
Âlimin kıymetini âlim, müminin kıymetini de mümin anlar. İman o kadar kıymetli ki, Allahü teâlâ bu imanın mükâfatını dünyada vermiyor. Zira dünya imanın karşılığı olacak nimete, alt yapı olarak, müsait değildir. Cenab-ı Hak bu nimeti Cennette verecek, çünkü bozulmamak, yok olmamak, ancak Cennette olur. Dünya ise, bugün vardır, yarın yoktur. Her gün binlerce kişi vefat ediyor. Yani dünya da, insanlar da fanidir.
Allahü teâlâ çok merhametlidir. İnsanın her yaptığı ibadet ve hayra, hemen sevab yazılır. İnsan bir hayır işlemeye niyet edince, hemen bir sevab yazılır. O hayrı işlemeye giderken attığı her adımı için sevab yazılır. Hele o hayrı işleyince, sayısız sevab yazılır. Günahlar ise, hemen yazılmaz. Belki affedilir diye, melekler akşama kadar bekler. Eğer hemen tevbe ederse hiç yazılmaz. Tevbe etmezse daha sonra günah yazılır, fakat sonra tevbe ederse silinir. Günah işlemeyen var mı? Herkesin günahı var, ama hemen pişman olunca, kul hakkı yoksa yazılmaz.
Neşe Müslümanlara ait, asık suratlı olmak imansızlara aittir, çünkü imanlı olan, güler yüzlü, tatlı sözlüdür, imansız olan ise çatık kaşlı, asık suratlıdır.
Niye gülüyorsunuz?
Bir gün Hazret-i Osman abdest alıyor. Abdest bitiyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor. Yanındakiler, hayırdır inşallah diyorlar. Hazret-i Osman onlara soruyor:
— Ne için güldüğümü niye sormuyorsunuz?
Yanındakiler de soruyorlar:
— Efendim affedersiniz, niye gülüyorsunuz?
Hazret-i Osman anlatıyor:
— Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Resulullah efendimiz abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Resulullah abdestini aldı, gülmeye başladı. Sonra, (Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz?) buyurduğu hatırıma geldi.
— Peki efendim, ne oldu?
— Biz de, (Ya Resulallah niye güldünüz?) diye sorduk. Cevaben buyurdu ki:
(Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün [küçük] günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye sevinip, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?)