CEVAP
Eshab-ı kiram kitabında şöyle deniyor:
(Fetih suresinin, (Arabdan size uymayanlara söyle...) mealindeki emri, Hazret-i Ebu Bekir’in hilafetinin hak ve doğru olduğunu göstermektedir; çünkü bu âyet-i kerime geldikten sonra, Müslümanları kâfirlere karşı gaza etmeye çağırmak, Hazret-i Ebu Bekir’in mürtedlerle gazaya çağırmasından sonra olduğu muhakkaktır. Bu âyet-i kerimede mealen, (Ona itaat ederseniz, Allahü teâlâ size sevab verir) buyuruluyor. Hazret-i Ebu Bekir’in hilâfeti haksız olsaydı ona itaat edenlere sevab verilir denilmezdi.)
Bu âyet-i kerimenin tamamının meali şöyledir:
(A’rabîlerin [Bedevilerin, Hudeybiye savaşından] geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı [O günkü Emîr tarafından, Yemame’deki mürtedlere karşı] savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla savaşırsınız veya [onlar savaşmadan] Müslüman olurlar. Eğer [savaşın başındaki Emîr olan zatın savaş emrine] itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir; ama önceden [Hudeybiye’deki savaştan] döndüğünüz gibi, yine dönerseniz sizi elem verici bir azaba uğratır.) [Fetih 16]
Âyet-i kerimede, (Yakında savaşacaksınız) buyuruluyor. Yakında yapılan ilk savaş, Yemame’de Müseyleme-tül-kezzab ve diğer mürtedlerle yapılan savaştır. (Bu savaşa çağıran Emîr olan zata itaat ederseniz, mükâfat yani sevab kazanırsınız) buyuruluyor. Bu savaş meşru olduğu için, bu savaşa katılanlara mükâfat verileceği bildiriliyor. Bu savaşın Emîri de Hazret-i Ebu Bekir idi. Eğer Hazret-i Ebu Bekir haksız olarak halife olsaydı, (Ona itaat edenlere mükâfat verilecek) buyurulmazdı. Onun için bu âyet-i kerime, hazret-i Ebu Bekrin hilafetinin hak ve doğru olduğunu göstermektedir.
Biri çıkıp da, (İtaat edilmesi istenen Emîr, Ebu Bekir değil, Ömer, Osman veya Ali’dir) diyemez; çünkü en yakında yapılan savaşın Emîri Hazret-i Ebu Bekir’di.
(Niye halife seçimi oldu?) sualinin cevabı da şöyledir:
Halife seçiminde, halifenin olacağını Allahü teâlâ biliyorsa da, o âyet-i kerimede bildirilen halifenin kim olacağını Eshab-ı kiram bilmiyordu. Halife seçilip ilk savaş olunca, âyet-i kerimede bildirilen meşru halifenin Hazret-i Ebu Bekir olduğu meydana çıkıyor.