CEVAP
Niyet karpuz gibi değildir, iyi niyet ne kadar çoksa sevabı da o kadar çok olur. Mesela camiye giden kimse, aşağıdaki hususlara niyet ederse hepsi için ayrı sevab alır:
1- Caminin Allahü teâlânın sevdiği yer olduğunu düşünerek ziyaret maksadıyla gitmek,
2- Soğan sarımsak gibi pis kokuları giderip, sünnet olduğu için güzel koku sürünmek,
3- Camiye saygı için, temiz ve yeni elbiseyle gitmek,
4- Camide yanına oturan müslümanları incitmemek için, temiz giyinmek,
5- Müslüman pejmürde giyinmez diyerek, temiz ve düzgün giyinip İslam’ın vakarını, şerefini korumak,
6- Camiye gidince vaaz dinlerim diye niyet etmek,
7- Kur’an-ı kerim okunuyorsa dinleyip farz sevabı alırım diye niyet etmek,
8- Sağlıklı olmak için temiz giyinerek gitmek,
9- Camide cemaatle namaz kılıp daha çok sevab almak niyetiyle gitmek,
10- Namaza kalkıncaya kadar Allah’ın evi olan camide oturma sevabına kavuşmak niyetiyle gitmek,
11- Mümin kardeşlerimden bir şey öğrenirim diye gitmek,
12- İnsanlara emr-i maruf yapabilirim, bildiklerimi söylerim diye gitmek,
13- Camide ahireti düşünmek için, tefekkür için gitmek,
14- Caminin ihtiyaçları için sadaka toplanıyorsa, sadaka verebilirim diye niyet etmek,
15- Cenaze varsa namazını kılar, farz sevaba kavuşurum diye niyet etmek,
16- Hasta olan varsa öğrenip, hasta ziyaretine giderim diye niyet etmek,
17- Müslümanları görür, selam verip selam alarak, farz sevabı işlemek niyetiyle gitmek.
Daha bunlar gibi başka iyi niyet eden kimse, her niyeti için ayrı sevab alır.
Bir kimse, uzaktaki arkadaşını ziyaret etmek için giderken, şu malları orada ucuza alıp kendi şehrimde satarak kâr ederim diye düşünebilir. Yani hem ziyaret, hem ticaret yapmış olur, bir taşla iki kuş vurmuş olur. Bunun gibi mübarek günlerde oruç tutmak isteyenin, kaza orucu borcu da varsa, kazaya niyet ederek tutarsa, hem kazasını ödemiş, hem de o mübarek günlerde oruç tutmuş olur.
Yine bunun gibi, gece teheccüt namazına kalkan kimse, eğer kaza namazı borcu varsa kaza namazı kılarsa, hem teheccüte kalkmış sevabı alır, hem de bir kaza namazı borcu ödenmiş olur. Kuşluk namazı, sübha namazı, tehıyyet-ül menzil ve tehıyyet-ül mescid namazı da böyledir.
Bunların tek istisnası vardır. O günkü farz namazla o günkü sünnet namaza birlikte niyet edilmez. Yani öğlenin sünneti kılınırken o günkü öğlenin farzına da niyet edilmez; ama sünneti kılarken ilk kazaya kalmış bir namaza niyet edilir. Peygamber efendimiz de, (Farz namaz borcu olanın nafileleri kabul olmaz) buyuruyor. Sünnetlerin de, farzlara bağlı nafile namaz olduğu fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Gunye)