CEVAP
Bu kıyas, pardesü giymeyi, çıplak gezmekten daha kötü sayan bozuk zihniyetin ürünüdür. Hangi müslüman böyle bir kıyas yapabilir ki? Bir kere, çarşaf giymek dinin emri değildir. Resulullah’ın ve Eshabı kiramın hanımları asla çarşaf giymemiştir. Abdülhamid han hazretleri Türkiye’ye girmesini yasaklamışsa da, moda salgınının önüne geçememiştir. Dinimiz çarşaf giyin demiyor, örtünün buyuruyor. Dinde belli bir kıyafet şekli yoktur buyuruyor. (Dürer-ül-mültekıte) isimli kıymetli kitabın dördüncü sayfasında, (İslamiyet, kadınların örtünmesi için belli bir örtü emretmedi) buyurulmaktadır. Buna rağmen, çarşafı farz gibi kabul etmek, cahillik değilse nedir?
Bütün mesele, fitnenin ne olduğu bilinmemekten ileri gelmektedir. Din kitaplarında fitne şöyle tarif ediliyor:
Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir.(Hadika, Berika)
Mesela kanunların aleyhine konuşup hapse düşmek fitnedir, cihad değildir. Kendini mağdur duruma düşürmektir. Müslüman, Allah’a karşı günah işlemez, kanunlara karşı gelip suç işlemez. Kanunlara karşı gelip suç işleyip cezalanmak, zarara uğramak olduğu için fitnedir. Askere giden sakallı birinin, sakal kesmem demesi fitne olur.
Günah olan işlerde, elbette âdete uyulmaz. Bu iftirayı müslümanlara, ancak fitneciler yapabilir. Bir ibadeti yapmak veya haramdan kaçmak fitneye sebep olacaksa, buna mani olacak şekilde hareket edilir. Böyle bir durumda, farz olan ibadetini, mesela namazı, orucu bile gizlemek gerekebilir; çünkü işinden, aşından olacağı gibi, din aleyhine kanunların çıkmasına yani fitneye de sebep olabilir. Bu vebalden kurtulması için, ibadetlerini gizlemesi gerekir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir zaman gelir ki, şimdi aranızda münafıkların küfürlerini gizlediği [ibadet yapar göründüğü] gibi, o zaman da müminler gizlenir. [İbadetleri gizli yapar.]) [İbni Sünni]
Farz olan ibadet bile gizli yapılınca, âdete ait sünnetlerin gizlenmesi veya gerektiğinde terk edilmesi elbette lazımdır.